Kahraman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl haziranda İstanbul'u ve Güney Marmara'yı etkileyen süper hücreli fırtınanın, bu hafta sonu İstanbul'da yaşanan sağanakta etkili olmadığını söyledi.
Hücresel şekilde görülen konvektif yağışların 10-20 kilometre genişliğinde bir alanda etkili olduğunu belirten Kahraman, şöyle devam etti:
"Buna hücre diyoruz. Süper hücreler nadir görülür. Yükselen hava döner. 8-10 kilometre çapında dönen bir siklondan söz ediyoruz. Cumartesi günü İstanbul'da yaşanan bu tip bir hadise değil, orta ölçekli konvektif sistem denilen bir yapıydı. Yani birden fazla hücrenin bir arada bulunmasıyla oluşan sağanak. Bunlar Türkiye'de çok sık görülen yapılardır. Sel yaşanmasının başlıca nedeni, havada çok nem olması. Kıyı bölgelerde deniz sıcaklıklığı mevsim normallerinin biraz üzerinde. Karadeniz'in tamamı normalin üzerinde sıcak. Bu da daha fazla buharlaşma, atmosferde su buharına neden oluyor. Bunlar saatte 20-50 kilometre hızla hareket ederler. Geçtikleri yerlerde hızla kısa süreli olarak geçerler. Yaz sağanakları bu nedenle kısa süreli görülür. Bazen atmosferdeki rüzgar koşullarından kaynaklı olarak bu hücreler çok yavaş hareket ederler ya da sabit kalırlar. Bu durumda en çok yağışı bıraktığı bölgede fazla yağış, lokal olarak görülebiliyor. Bu durumlar sele neden oluyor."
Türkiye'de eskiden beri sel olaylarının meydana geldiğini, mevcut iklimin zaten sellere neden olduğunu ifade eden Kahraman, küresel iklim değişikliğiyle bu tür olayların sıklığında ve şiddetinde artış görüldüğünü kaydetti.
Kahraman, selin yol açacağı zararlardan kurtulmak için de uygun altyapı ve şehir planlaması gerektiğini söyledi.
"Atmosferdeki kararsızlıklar fırtına oluşturuyor"
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros da hücreli fırtınaların genel olarak yer veya su yüzeyinin sıcak, yukarı seviyelerin çok soğuk olması sonucu atmosferdeki kuvvetli kararsızlıklar sonucu meydana geldiğini belirtti.
Düşey yönde inici ve yükselici hava hareketleri yaşandığını dile getiren Toros, şöyle konuştu:
"Nem, kararsızlık, kaldırma kuvveti ve rüzgar alanlarının derecesi ve dikey dağılımına bağlı olarak sıradan, çok hücreli veya süper hücreli fırtınalar şeklinde 3 farklı gruba ayrılır. Sıradan fırtınaların ömrü 30-60 dakikadır. Fırtına genellikle şiddetli değildir. Çok hücreli fırtınalar ise farklı aşamalardaki hücre grubu ile gelişirler. Şiddetli veya şiddetsiz olabilirler. Süper hücreli fırtınalar, gök gürültülü fırtına türleri arasında en şiddetli olanıdır. Kuvvetli rüzgarlar ve büyük dolular üretebilirler. Genel olarak yer veya su yüzeyinin sıcak ve yukarı seviyelerin çok soğuk olması sonucu atmosferdeki kuvvetli kararsızlıklar sonucu oluşurlar."
Toros, çok hücreli fırtınaların süper hücre kadar etkili olmadığını ancak geçiş güzergahında kesikli ve daha uzun sürebildiğini dile getirerek, kısa sürede çok kuvvetli veya şiddetli yağışların (yağmur, dolu, kar) meydana gelen süper hücre fırtınasının daha çok yeryüzünün sıcak olduğu bahar ve yaz aylarında görüldüğünü anlattı.
Süper hücrelerin oluşmasında yeryüzü sıcaklığının önemli olduğunu belirten Toros, küresel ısınma ve şehirler üzerinde ulaşan şehir ısı adasının bu tür fırtınalarda etkili olduğunu kaydetti.
Güncelleme Tarihi: 20 Ağustos 2019, 12:00