Bugün Diyanet işleri Başkanlığı üzerinde pek çok tartışmanın yapıldığını, bu tartışmaları yapanların bir kısmının, Diyanete gerçekten karşı olduğunu, memleketin dört bir yanından sağlıklı bir biçimde din hizmetinin verilmesinin rahatsızlığını yaşadığını belirten Bozdağ, Diyanetten "alan daralttığı" için rahatsız olanların da bulunduğunu ifade etti.
Diyanet İşleri Başkanlığının kendisine yüklenen görevleri başarılı bir şekilde yerine getirmesi için öncelikle kendi mensuplarını iyi yetiştirmesi gerektiğine işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bugün Diyanet İşleri Teşkilatı gibi Türkiyemizin bütün il, ilçe, belde ve köylerinde teşkilatlanmış pek az devlet kurumu vardır. Bu açıdan baktığımızda çok güçlü bir teşkilat olduğunuzu görüyorum. Bununla da biz iftihar ediyoruz ama 'böylesine büyük, bu kadar çalışanı olan bir teşkilat, toplumumuz içerisindeki yanlışların çoğalmasına engel olma, doğruların güç bulmasına katkı sağlama konusunda beklenen faydayı tam sağlıyor mu' dersek, burada tam sağladığını söyleyemeyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, dini konularda esasında ak sütün içerisindeki ak kılı herkesten önce fark edecek ve fark ettirecek bir keskin bakışa mutlaka sahip olmak zorundadır. Eğer FETÖ'yü herkesle beraber, hatta çoğu insandan sonra Diyanet İşleri Teşkilatı fark etmek zorunda kaldıysa, bu bizim çok ama çok büyük bir eksikliğimizdir. Dini, itikadi sapkınlıklar konusunda esas ölçü nedir? Onu en iyi bilen kimdir? Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Herkesi daha tehlike oluşmadan önce uyaracak kim? Yine Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Ben, o anlamda Diyanet İşleri Başkanlığımızın bütün Türkiye'nin dört bir yanında dini konularda olup bitenleri yakından takip etmesinin, doğal görevi olduğuna inanıyorum."
Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının, bir gazetede çıkan yazıyı, kitabı, yapılan sohbetleri, televizyon ve radyo yayınlarını görüp incelemesi gerektiğine işaret ederek, "Bakıyorsunuz sahte bal satıyorlar, arasında din anlatıyorlar. Sahte bazı maddeler satıyorlar, arasında başka şeyler anlatıyorlar. Cinsel bazı objeler satıyorlar, arkasından, önünden, sonundan din anlatan insanlar çıkıyor. Buralara çıkıp televizyonlarda din anlatanlara da buradan sesleniyorum, kendinizi bu tüccarlara kullandırmayın." diye konuştu.
"FETÖ ve PKK hesapları var"
Kuran öğreniminin ortaöğretimde seçmeli ders haline getirildiğini belirten Bozdağ, şöyle konuştu:
"Şimdi kalkmışlar, dört bir yandan başka şeyler söylüyorlar. Ayrıca bugün imam hatip mezunlarının hem askeri okullara, harp okullarına hem de polis akademisine ve polislik mesleğine girebilme imkanı var. Hangi meslek olursa olsun, sınava giriyor, başarıyorsa o mesleklere bugün girebiliyorlar. Bütün bunları sağlayan lider, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Cumhurbaşkanımızın bütün kaygısı, bazı kendini bilmezlerin yaptığı açıklama ve değerlendirmelerle İslam'a ve Müslümanlara zarar verme endişesindendir. İslama zarar vermemek, İslam'ın şanına uygun davranmak herkesin, her Müslümanın dikkat etmesi gereken bir husustur ama şimdi oradan kalkıyorlar ve Sayın Cumhurbaşkanımıza saldırıya geçiyorlar bazı çevreler."
Sosyal medyada yer alan FETÖ ve PKK terör örgütüne ait hesaplara dikkati çeken Bozdağ, bunların Müslüman, mütedeyyin görüntüsü altında saldırılar yaptığını vurguladı.
Bu terör örgütleriyle irtibatı olmayan bazı kişilerin de benzer saldırılarda bulunduğunu belirten Bozdağ, "Cumhurbaşkanımızın imanını, ihlasını, amelini, Kuran'a ve sünnete sadakatini, Allah ve Resulüne olan sevgisini ve bağlılığını, gerektiğinde bunlar için canını feda etmekten çekinmeyecek bir imana sahip olduğunu kimse tartışamaz. Kimsenin bunu tartışmaya hakkı yoktur." diye konuştu.
Teröristlerin Kur'an-ı Kerim'e patlayıcı tuzaklaması
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, teröristlerin Kur'an-ı Kerim'e patlayıcı tuzaklamasına ilişkin "Bunlara 'din düşmanı' dediğimizde bazı zavallılar ayağa kalkıyor, bazı hocalar bunlarla beraber alternatif cuma namazları kılıyor, kıldırıyorlar. Onlara sesleniyorum, bu alternatif cuma namazı kıldırdığınız, önüne geçip durduğunuz alçaklar kitabımız Kuran-ı Kerim'in içerisine bombaları koyuyorlar, Kuranları ayaklar altına alıyorlar ve insanları Kuran'ın içindeki bombalarla şehit ediyorlar." diye konuştu.
"Din reyting için kullanılacak bir malzeme değildir"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, şöyle devam etti:
"Din bir magazin konusu değildir. Fazla reyting için kullanılacak bir malzeme hiç değildir.
Din fazla tık alma, yarışa girme konusu hiç değildir. Din taraftar toplamak için, şöhret olmak için kullanılamaz ve haksızlığa, ahlaksızlığa kılıf bulmak için de kullanılamaz. Servet edinmek için de kullanılamaz ama maalesef şu anda sosyal medya hesaplarına baktığınızda pek çok şeyi oralarda da görüyoruz."
"Bu ülkede ehlisünnetçilik yapan, başka mezhepçilik yapan da yok"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: "Biz 'İslam alimi' diye biliriz, öyle derler, 'tasavvuf ehli', 'gönül ehli', 'ilim irfan ehli' diye biliriz ama şimdi mezheplerle ilgili dernekler, vakıflar kurmaya gayret edenler var. Yapmayın, etmeyin, bu memleketin içerisine fitne sokmak isteyenlere fırsat vermeyin. Bu ülkede ehlisünnetçilik yapan yok, bu ülkede başka mezhepçilik yapan da yok" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 14 Mart 2018, 13:58