Bakan Çavuşoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Fırat'ın doğusunda YPG/PKK'nın Türkiye'ye yönelik tehdidinin artması sonucunda buraya da müdahale edileceğini açıklamasının ardından Suriye'de önemli gelişmeler olmaya başladığına, ABD yönetiminin sahadan çekileceğini açıkladığına dikkati çekti.
ABD'nin Suriye'den çekilmesinin nasıl koordine edileceği ve sahada boşluk oluşmasının önüne nasıl geçileceğinin Dışişleri, Milli Savunma bakanları ve askerler düzeyinde karşılıklı ele alındığını belirten Çavuşoğlu, "Bu kararı memnuniyetle karşıladığımızı ve ABD ile yakın diyalog içinde olacağımızı da vurgulamak isterim. Esasen bu çekilme sürecinin PYD/YPG'nin bölücü gündemine hizmet etmemesi gerektiğini de muhataplarımıza net bir şekilde ilettik." ifadelerini kullandı.
DEAŞ ile mücadele konusunda Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye’de DEAŞ’ı tek başına etkisiz hale getirecek güce sahip olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, ABD Suriye’den çekilinceye kadar Münbiç yol haritasının tamamlanması için Washington ile mutabakat sağladıklarını kaydetti.
"İİT Yemen Temas Grubu Toplantısı için çağrıda bulunduk"
Yemen'deki iç savaşın beşinci yılına girdiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Burada çok açık söylüyorum, Körfez ülkelerinin yanlış politikaları ve başlangıçta yanlış adımlar ve daha sonra bu yanlış adımların farklı boyuta çekilmesiyle burada birçok insan maalesef açlıktan ve hastalıktan, çocuklar kadınlar öldü." dedi.
Türkiye'nin Yemen'de siyasi çözüm için çaba sarf ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Uluslararası toplumun ve diğerlerinin çabalarını desteklediğimiz gibi, şimdi İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Yemen Temas Grubu Toplantısı için İİT'ye çağrıda bulunduk. Önümüzdeki ay içinde, yani 2019'un Ocak ayında bu toplantıyı İstanbul'da gerçekleştirmeyi düşünüyoruz." diye konuştu.
Münbiç konusunda son durum
Türkiye'nin DEAŞ'a karşı kararlılığının herkes tarafından bilindiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Trump'ın yaptığı görüşmelere ilişkin, "YPG'ye ihtiyaç olmadığını, DEAŞ'ı birlikte temizleyebileceğimizi Sayın Cumhurbaşkanımız net bir şekilde Trump'a ve tüm muhataplarına yani ABD değil sadece, Avrupalı muhataplarına, koalisyonun içindeki muhataplarımıza da net bir şekilde söylemiştir." diye konuştu.
DEAŞ konusunda herkesin aynı hassasiyeti gösterdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "DEAŞ ile mücadelede diğer terörist örgütler hariç biz herkesle de iş birliği yaparız ama Türkiye tek başına da bu bölgede DEAŞ terör örgütünü etkisiz hale getirecek güce ve iradeye sahiptir." dedi.
Münbiç'teki son duruma ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Pompeo ile yaptığımız görüşmede de 'Mademki bu çekilme süreci biraz zaman alacak, en azından sahada ABD ile Türkiye'nin iş birliğinin somut, olumlu bir şekilde neticelenmesi gerekiyor ve Münbiç yol haritasını (ABD) çekilinceye kadar pekala uygulayabiliriz, neticelendirebiliriz. Zaten gecikme oldu. Burada sözünde durmamış bir ABD görüntüsü vermemek için de önemlidir' dedik. Pompeo da hemfikir olduğunu söyledi. 'İlk başta çekiliyoruz, nasıl olacak', 'yarından itibaren çekilmiyorsanız, zaten gecikti yol haritasının uygulanması, bunu yapabiliriz' dedik. Sonra 'Bu konuyu askerlerimize bırakalım, askerlerimiz bir an önce bunu tamamlasın' dedik. Tüm bunların hepsi yakından takip ediliyor."
"ABD için de dünya kamuoyu için de bir sürpriz oldu ama isabetli bir karar"
Çavuşoğlu, Suriye krizinin çözümü için Türkiye'nin rejimin garantörleri Rusya ve İran ile İdlib'de bir süreç yürüttüğünü hatırlatarak "Olumlu bir noktaya geldiğimizi söyleyebilirim." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, "Siyasi çözümde, bir mutabakata varılıp ülkenin bir seçime hazırlanması ve gerçekten şeffaf, BM gözetiminde şeffaf ve adil bir seçimin olması gerekiyor. Ancak bu seçim neticeleri de herkes tarafından kabullenilirse o zaman gerçek anlamda bir düzlüğe girdiğimizi söyleyebiliriz. Ama şu anda eskisine göre çok iyi bir noktadayız." ifadesini kullandı.
İdlib muhtırasıyla sahada rejimle muhalifler arasında bir sükunet bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bunun sürdürülebilir olması için siyasi süreçte gelişme kaydedilmesi gerektiğini belirtti.
Çavuşoğlu, ABD'nin Suriye'den çekilme kararı ve Münbiç'in durumuyla ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi:
"Fırat'ın doğusuna girme kararımızdan sonra Pompeo beni aradı. Bazı teknik sorular da sordu. 'Plan strateji nedir? Ona göre bizim de tedbir almamız lazım.' Biz de kendilerine 'Teknik konuları askerler ele alsın. Ama kararlılığımızı öğrenmek istiyorsanız, kararlıyız. Çünkü yarın siz gideceksiniz ama bu terör örgütleri her gün bize tehdit oluşturuyorlar. Siz de tarafınızı belli edeceksiniz. Burada endişeniz şuysa; bizim de askerlerimiz var, böyle bir harekat başladığı zaman dost ateşi ya da kaza olmasın endişeniz varsa zaten açık kanallarımız var. Askerlerimiz bilgi paylaşımını sürdürsünler. Diğer taraftan operasyonla ilgili konular zaten teknik konular. Ama kararlılığımız var' dedim."
ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları
ABD’nin İran’a yönelik yaptırım kararı ve nükleer anlaşmadan çekilmesinin Türkiye’nin yanı sıra tüm Avrupa ve dünyayı endişelendirdiğini vurgulayan Çavuşoğlu şunları kaydetti:
"Biz her ne kadar Türkiye’ye istisnalar getirilse de İran’a yönelik yaptırımların çok yanlış olduğunu, tehlikeli olduğunu ve bu şekilde İran’la netice alınamayacağını hem ABD’ye hem de tüm platformlarda net bir şekilde herkese söylüyoruz. Uluslararası toplumun da bizimle aynı düşündüğünün farkındayız. Umarım bu yaptırım ve nükleer anlaşmadan çekilme kararından ABD vazgeçer, diyalogla sorunlar çözülür. Bu konuda da Türkiye üzerine düşeni yapacaktır."
Cemal Kaşıkçı cinayeti
Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Ekim ayında öldürülmesinden sonraki süreçte Türkiye’nin izlediği politikanın tüm dünya ve uluslararası toplum tarafından takdirle karşılandığını dile getiren Çavuşoğlu, "Diğer taraftan yerel iş birlikçiler kimdir, talimatı kim verdi, bu konuda uluslararası toplumun düşünce ve kararları var. Ama henüz daha bunlar da açığa çıkmadı. Yani bu soruşturma henüz neticelenmedi. Şimdi herkesin uluslararası toplumda özellikle BM’den bir beklentisi var. Birleşmiş Milletler’e birlikte başvurmak için bazı ülkelerle temaslarımız devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bu cinayetin adli bir vaka olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suudi Arabistan’la ilişkilerini önem atfettiğini ve Kaşıkçı cinayetini ikili bir siyasi sorun olarak görmediğini vurguladı.
Türkiye-AB ilişkileri
Avrupa Birliği’yle (AB) ilişkilerde de bu sene fasıl açılmasa da bir normalleşme sürecinin başladığına işaret eden Çavuşoğlu, "Bu normalleşme sürecinin özellikle şu anda üzerinde çalıştığımız alanlarda somut neticeler almasını istiyoruz. Vize serbestisi, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi, yine göç anlaşmasıyla ilgili aksaklıkların giderilmesi ve Avrupa Birliği’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi, terörle mücadele gibi birçok alanda Avrupa Birliği’yle somut neticeler alabiliriz." dedi.
Çavuşoğlu, sadece AB’yle değil Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi bazı AB üyesi ülkelerle de ikili ilişkilerin normalleşmeye başladığını bildirdi.
Avusturya'nın çifte vatandaşlık konusundaki kararlarına değinen Çavuşoğlu, "Özellikle çifte vatandaşlık konusunda Avusturya yönetiminin aldığı kararları, çifte vatandaşlıktan dolayı bazı vatandaşlarımızı biliyorsunuz Avusturya vatandaşlığından çıkarttılar, Anayasa Mahkemesi bu kararları iptal ediyor. Demek ki iktidarda ırkçı partiler olsa da Avusturya kurumlarında insan hakları ve demokrasi var, işliyor." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 65 yıl sonra Yunanistan'a bir devlet ziyareti düzenlemesinin önemini vurgulayan Çavuşoğlu, “Şimdi Yüksek Düzeyli İş Birliği zirve toplantısını gerçekleştireceğiz. (Yunanistan Başbakanı Aleksis) Çipras da resmi ziyaret kapsamında Ankara'ya gelecek." dedi.
Rusya’yla ilişkiler
Rusya ile ilişkilerin olumlu zeminde gelişmeye devam ettiğini bildiren Çavuşoğlu, "Özellikle liderlerimiz arasındaki güçlü irade ve birçok konuda birlikte çalışmamız Rusya ile hem dostluğumuzu pekiştirdi hem de birçok konuda iş birliğimizi güçlendirdi diyebilirim. Önemli projeleri hayata geçirdik. Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin temelini attık. Yine Türk Akımı'nın açılışını da Putin'in gelmesiyle hayata geçirdik." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki sorunlara rağmen iki ülkeyle ilişkilerinde çok iyi bir denge politikası izlediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Ukrayna'yla ilişkilerimiz de mükemmel düzeyde. En son Karadeniz'de yaşanan Kerç Boğazı krizinden sonra Türkiye krizin aşılması konusunda üzerine düşeni yapmıştır." dedi.
Türkiye'nin Balkanları da yakından takip ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Makedonya'daki isim değişikliği sürecinde Makedon halkının kararını desteklediklerini, Bosna Hersek'te seçimlerin ardından hükümet kurulma aşamasını yakından izlediklerini ve Sırbistan ile Kosova arasındaki gerginliğin yatıştırılması için Cumhurbaşkanı düzeyinde temaslarda bulunulduğunu hatırlattı.
Çavuşoğlu, "NATO biraz daha Bosna Hersek'e destek olmaya başladı. Bu olumlu bir gelişmedir. Biz Makedonya'nın, Bosna Hersek'in ve genel olarak Balkanların Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyonunu güçlü bir şekilde destekliyoruz." dedi.
Kafkasya'yla ilişkilere de değinen Çavuşoğlu, Gürcistan'la beraber üçlü ve dörtlü mekanizmalarla Türkmenistan ve Orta Asya'nın da dahil edilmesiyle birlikte önemli projeleri hayata geçirirken tarihi İpek Yolu'nun tekrar canlandırılması ve orta koridorla kuşak ve yol projelerinin entegre edilmesi konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını anlattı.
Orta Asya'da sürdürülen çalışmalar sayesinde de Türk Konseyi'nin canlandırıldığını söyleyen Çavuşoğlu, gelecek yıl ekim ayında Azerbaycan'da yapılacak zirvede Özbekistan'ın da konseye tam üye olacağını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığının 2018'de de önemli çalışmalar yaptığını dünyanın birçok noktasında yeni temsilcilikler açtığını anlatan Çavuşoğlu, "Latin Amerika'da, Afrika'da ve Asya'da yeni misyonların açılışını yaptık. Şu anda Afrika'da 42 yere ulaştık. 2009 yılında 12 büyükelçiliğimiz vardı. 2009'dan bu yana 30 tane ilave büyükelçilik açtık. 42'ye ulaştık." diye konuştu.
Türkiye'nin Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ülkeleriyle ve bölgesiyle ilişkileri geliştirmek için kararlı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, ekonominin gücünün Asya'ya doğru kaydığını ve Asya'da sadece ülke olarak değil bölgesel örgütlerle de ilişkilerin iyi tutulması gerektiğini dile getirdi.
"AB ve BM'nin ciddi şekilde reforma tabi tutulması gerekiyor"
Küresel sistemin sorgulanmaya başladığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin özellikle radikalleşmesinden sonra tekrar bir iç tüzük değişikliğine gitmesi gerektiğine inanıyorum. AB ve BM'nin ciddi şekilde reforma tabi tutulması gerekiyor. İkinci Dünya Savaşından sonra kurulan her iki örgüt de bugün Avrupa ve dünyanın beklentisini karşılayacak durumda değil." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz özellikle çatışmaların önlenmesi ve barış içinde çözümüne yönelik katkılar sunmaya devam ediyoruz. BM içinde barış için arabuluculuk insiyatifini Finlandiya ile birlikte yürütüyoruz. Buradaki başarımızdan dolayı Türkiye ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde üye ülkeler barış için arabuluculuk insiyatifini eş başkanlığını Türkiye ve Finlandiya'nın yapmasını istedi. Biz bu insiyatifi İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) da taşıdık ve toplantılarımızı gerçekleştirdik. İslam dünyasındaki çatışmaları da kendi içimizde nasıl çözebiliriz buna kafa yoruyoruz."
"Patriot alırız ama aldığımız S-400'leri iptal etmeyiz"
Türkiye'nin ABD'den patriot ve F-35 alımı ile Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alım sürecine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, "F-35 konusunda en son yine telefon görüşmesinde de Trump yine (konuyu) kendiliğinden açtı. 'Siz önemli parçaları üretiyorsunuz, önemli bir ortaksınız, biz bu konuda gerekli talimatları verdik.' dedi." diye konuştu.
Türkiye'ye S-400'ü iptal edin diyenlerin de olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "En son muhataplarımıza S-400'ün tamamlanmış bir anlaşma olduğunu ve geri dönüşün olmadığını söylüyoruz." dedi.
Patriot'lara ilişkin ise ABD Kongresinin olur vermesi gerektiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Kongre'ye de söyledik: 'Bunun karşılığında S-400'ü iptal edin derseniz bu olmaz, bu tamamlanmış anlaşmadır.' Onlar da tabii şaka yollu, 'hiç bir zaman, hiç bir şey için geç değildir' diyorlar ama S-400'leri biz aldık. Bunları ne yaparız? İlerde ihtiyacımız da var. Hava savunma sistemine ihtiyacımız da var. Yaklaşık bir buçuk sene önce zaten Patriot almak istediğimizi de mektupla ABD'ye iletmiştik. Zaten dışişleri bakanlığının olur vermesi de bu talep üzerineydi. Patriot alırız ama aldığımız S-400' leri de iptal etmeyiz."
Güncelleme Tarihi: 25 Aralık 2018, 13:32