Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuklu sanıklar Mehmet Onur ve Mehmet Hüseyin Maral hakkında hazırlanan 96 sayfadan oluşan iddianame, 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, 11 Nisan 2017'de merkez Bağlar ilçesindeki İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet yerleşkesinde bulunan araçların tamir ve bakımının yapıldığı kademe binasında patlama meydana geldiği, patlamada söz konusu binanın orta kısmında yaklaşık 8-10 metre derinliğinde, 15-20 metre genişliğinde çukur oluştuğu belirtildi.
Patlamanın şiddetiyle çevreye yayılan, beton ve metal parçalar ile bina ve araçlara ait camlardan dolayı çok sayıda emniyet personelinin yaralandığı belirtilen iddianamede, yaralananlarla ev, iş yeri veya araçları zarar gören 561 kişinin şikayetçi ve davacı oldukları bilgisi yer aldı.
"Bir poşet dolusu para vardı"
İddianamede, tutuklu sanık Onur'un, dosyanın firari şüphelisi ve tünelin kazıldığı depoyu satın alan "Zınar" kod isimli Hiva Yüksekbağ ile saldırı öncesinde görüşmelerine ilişkin ifadeleri yer aldı.
Onur, iddianameye yansıyan ifadesinde şunları kaydetti:
"Çalıştım yerde geçirdiğim kaza sonucu işi bırakmak zorunda kaldım ve maddi olarak zor duruma düştüm. Yüksekbağ evime geldi ve yanında bulunan poşetteki paradan 2 bin 500 lira verdi. 'Bu kadar para neyin nesi' diye sorunca, 'Sen boş ver kafanı yorma' dedi. Parayı verdikten bir hafta kadar sonra yine evime geldi. Kendisiyle yaptığımız görüşmede bana 'Sana verdiğim para benim değil, bunların hepsi kanlı para, örgütün parası ancak bana bir yardımcı lazım. Ben dükkan açtım ve bu dükkanda mermer malzemesi satacağım. Yardım edersen sana para vermeye devam edeceğim' dedi. Uyuşturucu suçundan dolayı arandığımı bildiği için Irak'a gidip, gitmeyeceğimi sordu. Kendisi, 'Bana yardım et, benim yanımda ol, benimle hareket et. Ben seni ailenle Irak'a gönderirim. Orada sana ev ve iş kurarız. Orada hayatına devam edersin' dedi. Ben de bunun üzerine teklifini kabul ettim."
İddianamede Hiva Yüksekbağ'ın, bahsettiği depoya kendisini götürdüğünü ve alkol aldıklarını belirten Onur, Yüksekbağ'ın inşaat eldiveni, işçi tulumu, çekiç, hortum, su motoru ve tuvaletin gideri için kullanacağını söylediği malzemeler aldığını aktardı.
Terör örgütünün dağ kadrosuyla görüşmüş
Onur, terör örgütü PKK'nın dağ kadrosunda yer alan teröristlerle görüşmek için Yüksekbağ ile Lice ilçesi kırsalına gittiklerini anlatarak, Yüksekbağ'ın "Dijvar" ve "Eylül" kod isimli örgüt üyeleriyle görüştüğünü söyledi.
"Görüşmenin ardından 'Eylül' kod isimli terörist beni çağırdı ve 'Sen de bizimle olacaksın ve yardım edeceksin ancak bu durumu eşine ve kimseye anlatma. Aksi takdirde seni nereye gitsen bulur ve gereğini yaparız. Yüzünü bile değiştirsen seni bulur ailenle birlikte mahvederiz' dedi." ifadelerini kullanan Onur, şöyle devam etti:
"Ben de korktum ve kendisine, 'Beni bu işlerin içine sokmayın, çoluk çocuk sahibiyim' dedim ancak 'Artık çok geç, buraya kadar gelmişsin, yerimizi öğrendin, bize şahit oldun. Hiva sana yapacağınız işi anlatacak' dedi. Lice'den dönüşte Yüksekbağ, bu durumdan kimseye bahsetmemem gerektiğini belirterek, 'Seni öldürürüm' diye tehdit etti. 'Senin yerinde babam, lsa, kardeşim, bacım da olsa affetmem hatta bu örgüt o kadar büyük ki Suudi Arabistan'da yüzünü ve kimliğini değiştiren kişiyi bularak ailesiyle infaz etti' dedi."
Onur, Yüksekbağ ile bir süre önce Lice kırsalında etkisiz hale getirilen "Botan" kod adlı terörist Veli Taşkıran'ı tren istasyonundan aldıklarını, daha sonra Yüksekbağ'ın inşaat malzemesi satılan bir dükkandan inşaat eldiveni, 2 inşaat bareti, 2 işçi tulumu, su tahliyesi için bir araç ve dağcıların kullandığı sivri uçlu 4 çekiç sipariş ettiğini aktardı.
"40 gün boyunca tünel kazmış"
İddianamede, terör örgütü PKK'nın talimatı ve verdiği 85 bin lira ile depoyu satın alan kişinin dosyanın firari şüphelisi "Zınar" kod isimli Hiva Yüksekbağ olduğu belirtildi.
Sanık Onur'un ifadelerine ilişkin iddianamede, şunlar aktarıldı:
"Yüksekbağ ile dükkana geldiğimizde çok sayıda çuval olduğunu gördüm. Yüksekbağ, 'Artık yapılacak işi öğrenmenin zamanı geldi. Burada polis okulunun altına tünel kazarak bomba yerleştireceğiz ve ben bunun için gerekli keşif çalışmalarını yaptım. Bu depoyu örgütün bana vermiş olduğu para ile 85 bin liraya satın aldım. Ayrıca örgüt bana bu işte kullanmam için gerekli parayı veriyor' dedi. Yaklaşık 50 santimetre kadar toprağı kazınca su çıkmaya başladı. Yüksekbağ'ın ertesi gün su motorunu ve hortumlarını bağladığını gördüm. Yaklaşık 2 metre 30 santim derinliğinde çukur kazdık. Su çıktıkça suyu motorla tahliye edip, tekrar kazmaya devam ettik. Çıkan toprakları çuvallarla araca yükleyerek, boş arazilere döküyorduk. Yüksekbağ, kazdığımız çukurun derinliğini elindeki lazermetre ile ölçüyordu. Yeterli derinliğe ulaşınca polis okuluna doğru tünel kazmamı söyledi. Yaklaşık 80 santimetre çapında tünel kazmaya başladım. 1 metre kadar ileri kazdım. Yüksekbağ, kazı işleminde sürekli olarak beni kullanıyordu. Kendisi sürekli olarak nasıl kazmam gerektiği talimatını veriyordu. 40 gün boyunca saat 10.00 ile 15.00 arasında çalışarak bu tüneli kazdım."
Saldırının ardından olay yerine gitmişler
Onur, Yüksekbağ'ın aracını satarak, başka bir araç aldığını ve devir işlemlerini yapmak için Silvan ilçesine gittikleri sırada aracı aldıkları kişinin eşinin arayarak, "polis okulunda bomba patladığını" söylediğini kaydeden Onur, araç sahibini bıraktıktan sonra patlamanın yaşandığı bölgeyi gezdiklerini, bu sırada Yüksekbağ'a kırsal alanda faaliyet yürüten teröristlerle şifreli olduğunu tahmin ettiği "kırmızı" yazılı mesaj geldiğini ve ertesi gün Lice ilçesine tek başına gittiğini aktardı.
Tünel kazılırken çekilen görüntüler teröristin üzerinden çıktı
İddianamede, tünel kazılması sırasında çekilen fotoğraf ve video kayıtlarının Muş'un Şenyayla kırsalında düzenlenen operasyonda ölü olarak ele geçirilen terör örgütü PKK/KCK'lı teröristin üzerinden çıktığı ifade edildi.
Fotoğraf ve video kayıtlarının incelenmesi sonucu şüpheli Onur'un söz konusu depo ve tünelde kazı yaptığı sırada çekilen görüntülerinin tespit edildiği belirtilen iddianamede, kayıtlarda ayrıca söz konusu tünel ve depoda haklarında yakalama kararı bulunan Hiva Yüksekbağ'ın yanı sıra "Botan" kod adlı Veli Taşkıran, "Harun" kod adlı Ayhan Küçükçelebi, "Çiyager Herekol" kod adlı Berşan Ölmez ve açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen bazı teröristlerin görüntülerinin de yer aldığı kaydedildi.
İddianamede değerlendirme ve sonuç kısmında şüpheli Maral'ın söz konusu saldırıya ilişkin organizasyonu Hiva Yüksekbağ ve terör örgütü PKK'nın dağ kadrosundaki örgüt mensuplarıyla planladıkları bildirildi.
İstenilen ceza
İddianamede tutuklu sanıklar Mehmet Onur ve Mehmet Hüseyin Maral hakkında, "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" ile "nitelikli kasten öldürmek" suçlarından 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet, aralarında polis memurlarının da bulunduğu yaralanan ve zarar gören 561 kişi için "nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs", "mala zarar verme" ile "kamu malına zarar verme" suçlarından 2 bin 424 yıldan 6 bin 37 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
İddianamede, 11 şüpheli hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği aktarıldı.
Diyarbakır'da PKK'lı teröristlerce 11 Nisan 2017'de İl Emniyet Müdürlüğü ek binasına bitişik vaziyette bulunan apartmanın bodrum katından 30 metre kazılan tünele tuzaklanan, RDX, amonyum nitrat, TNT ve mazot ile hazırlanan yaklaşık 1 ton patlayıcıyla saldırı düzenlenmiş, patlamada biri polis, 2'si sivil memur 3 emniyet personeli şehit olmuştu.
Güncelleme Tarihi: 21 Şubat 2018, 13:12