Konuşmasında deniz suyundan içme suyu üretileceği müjdesini de veren Topbaş, "İstanbul’a gelmesi ve gelecekte Türkiye’ye model olması için küçük çaplı olarak deniz suyundan içme suyu üretme çalışmasını başlatıyoruz. Bu bir teknolojik çalışma, hem üniversitelerimiz gelsinler burada staj yapsınlar hem mühendislerimiz yetişsin ve bu teknolojiyi Türkiye’ye getirmiş olalım. Dünyanın değişik yerlerindeki tesisleri gezdik. Amerika’dakini ben de gördüm. Arkadaşlarımız bu konu üzerinde çalışıyor. Bir bölge belirleyeceğiz. Büyük ölçekte olmayacak. Deniz suyundan içilebilir su arıtma teknolojisini getireceğiz. İhtiyacımız olduğu için değil, bu teknolojiyi şehrimize getirmek adına. Bu inovatif bir düşünce. Bunu düşünmezseniz gelecekte ihtiyaç olduğunda çantacılar dolaşır neyi nasıl satacağız diye. Ama biz İBB olarak böyle bir teknolojiyi getirirsek Türkiye’de ihtiyacı olanlar gelir bizden alır. Biz de gerektiği zaman bunu genişletir, büyütürüz. İlk defa açıkladığım bu çalışma İstanbul adına çok önemli” ifadelerini kullandı.

Dünyanın nüfusu 7 milyar olduğunu hatırlatan Topbaş, şunları söyledi:

“Maalesef dünyanın çevre açısından çok ciddi sinyaller veriyor. Ekolojik değişimler, iklim değişimleri dünya yaşamını tehdit edici noktalara kadar çıktığı söyleniyor. Başta BM olmak üzere bütün kuruluşlar ve yerel yönetimler hatta özel sektör dahi bir alarm vermiş durumda. Sürdürülebilir ve yaşanılabilir bir dünya için çevrenin önemli olduğu dile getiriyorlar. 1994 yılı öncesi İstanbul’da 997 bin metreküp yani bugünkünün üçte 1'inden daha az su kullanımına rağmen ancak yüzde 9’u ön arıtmayla gönderiliyordu. Böyle bir durumdan İstanbul artık denizlerini tekrar kullanılabilir, denizlerine tekrar girilebilir bir İstanbul’u yaşamaktayız.”