Eylül ayı denince anne babalarda, öğretmenlerde, öğrencilerde, eğitimcilerde, yöneticilerde ve okul yoluna düşecek tüm öğrencilerde farklı bir heyecan oluşuyor. Okul tercihleri, okul masrafları ve tatilden çıkıp okullu olmaya çalışan öğrencilerin durumu derken herkeste farklı bir heyecan, farklı bir yoğunluk oluşuyor. 

Veliler, çocuğu için her şeyin en iyisini yapmaya gayret edip kıyafet, kırtasiye, servis derdine düşerken,  idareci ve öğretmenler de en iyi sınıfları oluşturmaya çalışıyorlar. Öğrenciler ise yeni bir döneme girmenin heyecanını yaşıyorlar. 

2012-2013 eğitim yılı diğer yıllardan farklı bazı uygulamaları beraberinde getiriyor. Birincisi okula başlama yaşı düştü. Aileler çocuğunun fiziksel gelişimini tamamladığına kanaat getirirse isterse çocuğunu 5 yaşında okula gönderebilecek. Çevremde beş yaşındaki çocukların gazete okuduklarına şahit olduğumda bu kararın çok isabetli olduğunu görüyorum. Diğer önemli değişiklik ise yıllar önce hiç kimseye sorulmadan bir mutabakata varılmadan kapatılan ortaokul imam hatip okullarına tekrar kayıt yaptırılacak. İmam hatip okullarında eğitim gören çocuklar hem düz ortaokulun müfredatını işleyecekler hem de dini dersler alacaklar. Aile terbiyesi,  sosyal terbiye dışında dini terbiye ve eğitim alan öğrenciler, günümüz gençliğinin müptela olduğu uyuşturucu ve kötü alışkanlıklar gibi sorunlardan da uzak kalmış olacaklar. Diğer bir değişiklik ise artık imam hatip liselerini tercih eden öğrenciler istedikleri üniversiteye gidebilecek ve istediği bölümleri okuyabilecekler. Toplumun kanayan yarası olan bu meslek liseleri sorununun da çözülmüş olması özgürlük anlamında Türkiye’nin geldiği noktayı ortaya koyuyor. 

Okul yoluna düşen tüm öğrencilere, öğretmenlere, velilere ve yöneticilere başarılar diliyorum. Liseye kayıt yaptıracak öğrencilerin başbakanımızın mezun olduğu liseyi tercih etmelerini temenni ediyorum.  

İyi dersler…