Süreç ÖSS’ye başvuru süreci aynı zamanda’da öğrenciler arasında meslek liseleri katsayılarının eşitlenmesi adaletinide içinde barındıran bir süreç.Bu anlamda tüm öğrencilerimize muafakiyetler diler Meslek liseleri öğrencilerimizi de hakları olan yeni süreç’den dolayı ayrıca tebrik ediyorum.Ve ufuktaki başarınında Hedef eksenli İstemek,Sevmek ve “O”sorumluluğu’da hissetmekten geçtiğini’de hatırlatmak isterim. Çünkü hepimiz biliyoruz ki başarmanın sırrı kişinin kendisine yaptığı bilgi yatırımından geçer.O halde başarının dinamiği olan kendimiz’in kendimize katkısını cömertçe ve dikkatlice kullanmamız gerekiyor.Kısaca siz yolunuzu belirledikten sonra önemli yan katkılar olan Aile, Okul, Dershanelere de büyük sorumluluklar düşmektedir. İnsanların bireysel farklılıkları dikkate alındığında, elbette ki her öğrenciden aynı başarıyı beklememiz mümkün değildir. Ama bir şeyin mümkün olduğunu biliyoruz ki, başta biz kendimizi, Aile olarak çocuğumuzu, Öğretmenler olarak Öğrencilerimizi tanımak gibi sorumluluklarımız’ın olduğunu Örneğin, aynı sınıf ortamı, aynı öğretmen, aynı kaynaklar, aynı zaman dilimi ama sonuçlar kişiye göre değişebiliyor. İşte bu değişikliklerin en büyük nedenlerinden biri olan ve benimde çok önemsediğim Dikkat'in başarıda ki etkisini ilgili herkes ve her kurumla yazarak paylaşmak istedim. Amacım, Öğrencilerin farkındalıklarına yardımcı olmaktır. İnşallah ÖSS adaylarımız başta olmak üzere tüm ilgili kişiler okuyarak faydalanmaya çalışırlar.Neyi tabii ki öğrenmede ki kilidi açan Dikkat mekanizmasını ve bu mekanizmayı yazarken Uz.kaynaklarından ve kendi bilgi ve tecrübelerimden aynı zamanda da Eğitim ve Danışmanlık Merkezimizdeki tecrübeler den faydalanarak ışık tutmaya çalıştım ve buyrun hep birlikte Gizemli kutu olan beynimizin Dikkat bölümünü ve önemini birlikte okuyarak bilenler için bir tekrar, yeni öğrenecek olanlar için bilgi ve farkındalık olabilmesi açısından Dikkat nedir'le başlayalım.
Dikkat Nedir Başarıdaki Etkisi
Dikkat, öğrenme açısından adeta olmazsa olmaz bir göreve sahiptir. Yani beynimiz'in belirli bir süre sadece bir düşünceye odaklanarak dışarıdaki birçok uyaranı durdurup, beyine taşınması gereken bilgilerin toplanması ve bu bilgilerin doğru bir şekilde taşınması hadisesidir.
Yani, beynimizin ancak 'dikkat' bölümünü anlamlı kullanmamız halinde algılamamızın ve öğrenmemizin olabileceğini bilmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde odaklanmanın gerçekleşmeyeceğini ve bilgilerin de sağlıklı bir şekilde beynimize kaydolmayacağını sebebinin de, dikkat de yoğunlaşmamız halinde odaklanmamızın gerçekleşerek öğrenmenin sağlanacağını belirttikten sonra öğrenmede ki kısa ve uzun süreli Belleklerin (hafıza) önemli filtre görevlerini yazmadan önce kısaca tanımlamak istiyorum.
Nedir kısa süreli bellek ?
Beynimiz birçok uyaran arasından seçtiği uyaranı önce kısa süreli belleğe atar ve bu uyaranın daha sonraki işleme hazırlanması için burada dikkatimiz'in dağılmaması gerekir ki bilgilerin uzun süreli hafızamıza öğrenmek üzere gerçekleşmesi oluşsun, Aksi takdir de öğrenme unutulmamak üzere işlenemediği gibi hafızamızda bilgi arşivimizin de oluşamıyacağını bilmemiz gerekmektedir. Çünkü, uzun süreli bellekte toplanan tüm bilgiler Dikkat'in seçici filtresinden geçtiği içindir ki beyin arşivimiz oluşturulmaktadır. Bu anlam da İnsanda ki 2 çeşit dikkat'i kısaca belirtmek isterim.
• Otomatik Dikkat
• Seçici Dikkat
Otomatik Dikkat nedir
Modern psikoloji, Dikkatin temelinde bir dizi dikkat öncesi sürecin yattığını söyler. Yani bazı aktiviteler için ön süreçlerin olması gerektiğini vurgular. Örneğin; Bir kişi bisiklet veya motosiklet veya araba kullanması için, ön çalışmalar ve alıştırmalardan geçmesi gerekir. Bu alıştırmalar bazen çok uzun sürebilir ama istiyorsa ve dikkat ediyorsa sonunda özel bir çaba sarf etmeksizin kolayca yapabilmeye başlar. Yani, Beyinimiz bir işi yeterince tekrardan sonra istemsiz yapabilir hale gelebiliyor. Çünkü Beyinimizdeki otomatik davranışların oluşturduğu ve kontrol edildiği bir mekanizma olan (serebellum) vardır ki, bu aracılıkla Beynimiz bir davranışı sürekli yaptığı zaman bu davranışta ustalaşmaya başlıyor ve de ustalaştığımız eylemlerde de istemsiz bir dikkat mekanizmasıda bu şekilde ustalaşmaya başlıyor ve her eylemde ayrıntılara odaklanmak yerine Beynin bu eylemle ilgili bağlantılı tüm dikkat mekanizmalarını otomatik olarak devreye sokarak, öğrenilmiş bir davranış da bu şekilde ortaya çıkmış oluyor.
Başarılı öğrencilere, baktığımızda da durum farklı değil, kitabı açar açmaz konsantre olduklarını görürsünüz. Aynı şekilde öğretmen ders anlattığında veya bir toplantının katılımcılarından sanki anlatılanlara bir güç onları itiyormuşçasına kulak kesilirler. İşte bu çabuk konsantre olayına Otomatik Dikkat diyoruz.
Eğer sizde derslerinizde başarı sağlamak istiyorsanız dikkatinizi istemsiz hale getirin.
En başarılı insanlarda, yaptığı işe ne kadar konsantre olduğunun farkında olmayanlardır.
Seçici Dikkat nedir
Belirli bir görsel uyaran üzerine yoğunlaşma olayıdır. Algıda seçicilikte diyebiliriz. Örneğin; kitapçının vitrininin, kalabalık içerisinde farklı bir profil, kısaca bakarken genel bir taramadan sonra nesnelerde ilginç bulduğumuz noktalarda yoğunlaşmaktır. Dikkat ve Dikkat çeşitlerini belirttikten sonra birazda dikkati etkileyen faktörlerden bahsetmek isterim.
Nedir bunlar?
• Dış faktörler:
• Şiddet,
• Hareketlilik,
• Tuhaflık,
• Farklılık,
• Duyum eşiği gibi. bizim dışımızda var olan ve gerçekleşen durum ve olaylardır.
Dikkatimiz'i etkileyen dış faktörlerin dışında bizi etkileyen “kişilik özelliklerimiz” vardır ki, bunlara da İç uyaranlar diyoruz. Sabah kalktığımız da gazetedeki önemli bir konser manşet haber olarak dururken, diğer tarafta, ÖSS sınavlarıyla ilgili küçük başlıklı bir haber irkilerek o habere bakarız , Çünkü ilgilendiğiniz ve o konuda da yeni bilgilere ihtiyacımız vardır. Sevdiğimiz derslerde daha başarılı olmamızın sebebi’de tam budur. (organizmanın istediğinin oluyor olmasıdır)
Nedir bunlar;
• Beklentilerimiz, beklentide olduğumuz konularda daha dikkatli olmamız gibi. Örneğin; İmam Hatip liseleri ile diğer meslek liselerine ait kat sayıyla ilgili yeni düzenleme, beklediğimiz bir kitabın raflarda yerini alması ve Beklenen bir anayasanın yapılması vs gibi.
• İhtiyaçlar, belli bir şeyin yoksunluğu ve bu şeye karşı özlem duygusu ile dikkati o şey üzerinde hemen harekete geçirmektir. Örneğin; üşümüş bir insanın sıcak ortama sığınması, acıkmış bir insanın yemek yemesi, para kazanmaya başlayan bir insanın öncelikli ihtiyaçlarını karşılaması vs. gibi.
• Meslekler, mesleğimizle ilgili görsel Ya da işitsel uyaranları daha hızlı algılarız. Örneğin ; başka şeyle uğraşmamıza rağmen, SBS, ÖSS veya Öğretmen atamalarıyla ilgili bir haber'e rastladığımız da oraya odaklandığımız gibi.
• Geçmiş deneyimler, geçmişte yaşadıklarımızı bilincimiz unutsa da bilinçaltımız unutmaz. Hemen her bilgi bilincimizin derinlerinde saklanmayı sürdürmektedir. Örneğin; her zaman görmediğimiz biriyle karşılaştığımızda çok dikkatli bakarız. Bunun nedenini bizde anlamakta zorlanırız, ama birden o dikkatin sebebinin o kişiyle daha önce karşılaşmış ve tanışmış olmamızdan kaynaklandığını fark ederiz. Sebebi, unuttuğumuzu sandığımız bilgilerin bazen hiç beklemediğimiz bir anda tekrar yüzeye çıkıp Çağrışımlar yoluyla dikkatimizi etkileme olayıdır. O halde biz dikkatimizi niçin geliştirmek zorundayız? Sorusuna cevap arayalım.
Bildiğimiz gibi dikkat, SBS ve ÖSS gibi sınavlara hazırlanan öğrencilerimizin en önemli Problemlerinden biri. Çünkü sorunun cevabını bilmesine rağmen,
- Bir çok soruyu hatalı çözüyor.
- Bir çok soruyu kaçırıyor.
- Problemde işlem hatası.
- Bazende soruyu çok boyutlu düşünmeme gibi, yanlış yapılan soruların birçok sebepleri olabiliyor.
- Öğrencilerimizin kimi zamanda soruyu doğru çözmelerine rağmen bunu cevap anahtarına yanlış kodladıklarını fark ederler ve haklı olarak çok üzülürler ama o yıl için artık geriye dönüşün olmadığını da pek ala bilirler. Soruyorum öğrencilere; “dünyanın sonumu?.” Elbette ki hayır; Önemli olan, sonuca bakıp nerede ve niçin yanlış yapıldığının hesabını net çıkarabilmektir.
Şöyle ki;
-Soruları doğru okuyup, doğru işaretleyebilmemiz için, bilgi bankamızın hesaplarında,
• Sorunun geldiği konuya vakıf mıyız?
• Önceden konuya çalışıp bilgilerle tanışıp, sınıfta öğretmeni dikkatlice dinledik mi?
• Eve gittiğimizde planlı bir şekilde konuları tekrar edip, hafızamıza gerekli olan bilgileri yerleştirdik mi ?
Özetleyecek olursak; odaklanabildik mi ? Sizin gibi aynı eforu harcayıp okuyan öğrenciler arasından en başarılı olan öğrencileri çevrenizden ve kitle iletişim araçlarından görüp, okuyup ve dinledikten sonra, birde görürsünüz ki sizden daha az çalışmış, peki o halde neden sizden daha başarılı olmuş! Çünkü O başaran öğrencilerin başarı faturalarında hedeflerindeki amaçlarının enerjisi olan dikkat kaynaklarını doğru kullandıklarını görür ve fark edersiniz. Bazılarınız da, Hocam sınavda uzun süre kalamıyorum üç saat boyunca test çözmek bana zor geliyor, Denemelerde çok işlem hatası yapıyorum!.Deyişinizi de duyar gibiyim. Hatta hocam bir arkadaşın kalem açısı, öğretmenin sınav esnasında sınav salonunda dolaşması vs. gibi durumlar dikkatimi dağıtıyor diyenlere peki bu durum herkeste değil’de sadece sende niye oluyor ? Çünkü onlar dikkat yeteneklerini geliştirmişler de ondan. Yani zihinsel enerjilerini tek bir noktaya toplayabilmeyi öğrenmişler. Kısaca; odaklanabilmenin, öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir yetenek olduğunu biliyor ve yaşıyorlar da ondan. Çünkü Odaklanma, doğuştan verilen bir yetenektir. Ancak geliştirilerek başarı yakalanabilinir, aksi takdirde başarısızlığa mahkum olmayı öğrenmiş oluruz.
Birileri, başarmanın tekniğini biliyor ve uygulayabiliyorsa, siz neden yapamıyor olasınız?. Acaba başaran öğrencilerin, bir şeyleri yapabilmenin en önemli basamağı olan karar verme aşamasını mı atladınız ki hedefe sistemli bir şekilde ulaşmak’da sıkıntı yaşıyorsunuz. Buradan hareketle sınav öncesi ders çalışma planımızı tekrar gözden geçirerek yeni bir plan, yeni bir program ve odaklanma pusulamızla birlikte sistemli bir çalışma ile konuları ve soruları, hızlı ve doğru okumak ve de soruları yanlış işaretlememenin bilinci ve kararlılığıyla!..
• Sınav öncesi çalışmalarda odaklanmayı öğrenmeliyiz. Çünkü, olmazsa olmazımızdır.
• Sınav esnasında odaklanma hafızamızda ki doğru bilgileri doğru işaretlemektir.
Bütün bunlara dikkat ediyorum ama yinede Konuları anlamıyorum. Her şey beni rahatsız ediyor diye yakınanları da ayrıca duyar gibiyim. Cevabım aynı, odaklanamama problemi ve Konsantrasyonsuzluk.
Çözüm: İstemek ve Çabalamak. Çünkü; Normal bir zihinde, bir anda sadece bir düşünce olması gerektiğine inanacaksınız. Önceden de bahsettiğim gibi, Beyin iki uyaran arasında seçim yapar. Dikkat ise, yapılan bu seçimden sonra zihnin o konuya sizin istediğiniz süre boyunca odaklanabilme hadisesidir ki, öğrenciliğimizi, akademik hayatımızı, hatta sivil bir insanın hayatınıda oldukça fazla etkileyen bir durumdur. Konsantrasyon zayıflığı, dediğimiz şey ise zihnin belirli bir süre tek bir noktaya odaklanamaması hadisesidir. Buradan baktığımızda görüyoruz ki,
“Başarı, eğer gizemli bir odaysa o odanın anahtarıda Dikkattir.” O halde dikkat eksikliğimizin olmadığını söyleyebilmek için, istediğimiz zaman tek bir konuya, belirli bir süre odaklanıyor olmamız gerekiyor. Örneğin; Bir öğrenci ders çalışıyorum, test çözüyorum, her yerde, her zaman ders çalışmama rağmen başarılı olamıyorum. Ama aynı öğrenci, cep telefonlarında ki oyunlarda oldukça başarılı, cep telefonundaki karmaşık sistemleri çözüyor. Demek ki zekâda bir problem yok. Sorun, başaramadığı derslerde dikkat kaynağını kullanamadığındandır. Çünkü diğer oyun ve aktivitelerde bu kaynağı gayet iyi kullandığı için başarmıştır. Neden mi ? O oyunları ve sistemi bilmesi gerektiğine inanmıştı ve odaklanmıştı. Mesele bundan ibarettir.
Dikkati kişilik özellikleri dışında etkileyen faktörlerden birisi de Çağrışımlar'dır ki,
Günlük hayatta etrafımız da bir sürü uyaranlar dolaşmaktadır ve bu uyaranlar zihnimizdeki başka herhangi bir simgeyle bağlantı kurmaması da olanaksızdır her bir uyaranla yeni hatırlamalar, yeni depolamalarla, dalgalanmalar ve zıplamalar yaşayan beynimiz, içeri de bir uyaran nehri oluşturur. Oluşan bu nehrin rastgele akmasına izin verirsek, direksiyonuna hakimiyet sağlayamadığımız bir otomobil gibi savrulup gidebiliriz. Halbuki, bu uyaranlar nehrine bir kanal yapabilirsek ve bu nehrin nereye akacağını da biz belirleyebilirsek beynimizi yönetiyoruz diyebiliriz. Aksi takdirde çağrışımlar bizi yöneterek zihinsel kaynağımızı ziyan ederler ki
buradan baktığımızda da zihnimizin direksiyonunu başarı yoluna çevirmediğimiz sürece varacağımız son noktaya gelişi güzel yollardan gideriz ki bu yolculuk bizim kaynağımızı tükettiği gibi varmak istediğimiz adrese de götüremeyecektir. Çünkü konaklamak istediğimiz açık adres elimiz de yoktur. O halde, Başarılı olmak istiyorum, zihnimi emrime amade bir görevli kılmak istiyorum ! Diyenlere kendi kendimize komutlarımızla dikkatimizin ilgisini yoğunlaştırıp, zihnimizin enerjisini bir noktada toparlayıp, başarıya odaklanmalıyız.
Elbette ki, dikkatimizi ve konsantrasyonumuzu zaman zaman duygularımız da engeller. Çünkü, İnsanız, iniş çıkışlarımız vardır var olmaya da devam edecektir. Bu durumda da duygularımız'ın inişini hiçbir zaman başarısızlıklarımızda kalkan olarak kullanmamayı da bilmemiz gerekmektedir. Hepimiz biliyoruz ki; duygularımız kontrolümüz altında olduğu sürece yaşamın her alanında ki olumsuzlukları olumluya çevirme imkanıyla başarılı duygu hesaplarına da sahip olabiliriz. Dikkat ve konsantrasyonumuzda da elbette ki besinlerin de büyük etkisi vardır. Mesela; Et, Tavuk, Balık, Süt ve kuruyemişlerde bolca vitamin bulunduğu için tüketilmesi gerekir. Ayrıca Uzmanlar, Omega3 ve B12 vitamini ile Çinko elemen tininde dikkat ve öğrenme üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuşlar. Çay, kahve içeceklerin (asitli) uyanıklığı artırırken dikkatide dagıttığı yine uzmanlarca kanıtlanmıştır. Peki kitle iletişim araçlarının dikkat üzerinde hiç etkisi yok mudur ? Elbette ki var. Çünkü; Tv, İnternet, Bilgisayar oyunlarının zihni tembelleştirdiği yine uzmanlarca kanıtlanmıştır.
Son olarak da Sınavı etkileyen önemli faktörlerden bahsedelim;
• Uykusuzluk.
• Kaygı ve güvensizlik.
• Yorgunluk.
Başarı; zihinsel olarak sınavı hayal ediniz ki motive olasınız, daha kolay odaklanabilesiniz. Fiziksel olarak rahat olun ki Heyecan anında vücut oksijeni çok kullanır. Derin derin nefes alarak veriniz ki, vücut rahatlasın.
Beyin enerjisini artırmak için, Beyin; su ile glikozu karıştırıp, oksijenle yakarak ATP diye bildiğimiz bir tür beyin enerjisine dönüştürdüğü için bilişsel faaliyetlerimiz de bu enerjinin kullanılmasıyla gerçekleşmesinden sebep, sınav esnasındaki beyin enerjisini doğru kullanmaya dikkat ediniz ki rahat düşünebilesiniz, hafızanızı rahat kullanabilesiniz, odaklanmayı sürdürebilesiniz.
Kısacası, düşünmek, hafızayı kullanmak, odaklanmak ve odaklanmayı sürdürebilmek ve zekayı kullanabilmek için bu maddeleri yeterli miktarda bulundurmanın tüm öğrencilerimize yarar sağlayacaktır. Sonuç olarak, çok çalışmama rağmen başarı elde edemiyorum sıkıntısıyla İÇDEM Aile danışmanlık Merkezimiz'e başvuran Öğrencilerde gördüğüm ve tespit ettiğim odaklanamamanın yarattığı dikkat dağınıklı gençleri çok büyük bir üzüntüye sürüklediğini tespitimden sonra ÖSS sınavı 2 ay öncesi odaklanma ve konsantrasyonun dikkat'i yoğunlaştıracağına ilgi uyandırmak istedim. Sevgi ve Saygılarımla.
ZEKİYE ÇAPAN