Saat 23.00’ten itibaren İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı sivil ekipler anıt mezar çevresinde sürekli teyakkuz halindeydi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ümit Zafer Çolak’ı bekleyen polis ekipleri, zaman zaman mezarın etrafında gezerek çevre kontrolü yaptı. Polis ekipleri arada sırada araçlarıyla mezarın bulunduğu bölgede ring atarak çevre güvenliğini kontrol etti. Belirli aralıklarla görev değişimi yapan ekipler, anıt mezar içinde nöbet tutmaya devam ediyor. (Cihan)
Yüzde 60 çözülmez
8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarının açılması kararının ardından Adli Tıp uzmanları, bir tutam (100 mg) saçın zehirlenme olup olmadığını ortaya koymak için yeterli olduğunu bildirirken, mezarın açılması konusunda ise önemli uyarılarda bulundular.
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Alkan Hürriyet gazetesinden Oya Armutçu'ya şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bu iş sadece Adalet Bakanlığı bünyesindeki Adli Tıp Kurumu’na bırakılmamalıdır. Üniversitelerden destek alınmalıdır. Özal’ın mezarı bu alanda uluslararası düzeyde çalışmış ve yetkin olan üniversitelerden uzmanların eşliğinde açılmalıdır. Yoksa bu Adli Tıp Kurumu’nun standart uzmanlarının üstesinden gelebileceği bir konu değildir. Normalde, zehirlenme olgusunun iyi ve koordineli çalışma ile ortaya çıkarılabilme olasılığı yüzde 40’tır. 19 yıldır süren bir tartışma, yoğun şüphe var. Bu nedenle yapılacak çalışma ve ortaya çıkarılacak sonucun bilimselliği çok önemli. Çünkü ortaya çıkacak sonuçlar yeni spekülasyonlara yol açarsa ülke bu tartışmalardan zarar görür.
Bir tutam saç bile yeter
Bir-iki tel saça bile analiz yapılıp sonuç alınabilir. Mezarda bir tutam (100-120 mg) saç bulunabilirse, rahatlıkla zehir bulgusu tespiti yapılabilir. Ama bu şahıs 19 sene önce vefat etti. Yeni vefat etmiş olsaydı; toksikolojik analiz ve otopsi yapılsaydı kanında, idrarında, böbrek ve karaciğer ve kemik iliği gibi dokularda zehir rahatlıkla ve kesin olarak tespit edilebilirdi. Toprak altında bir kişi 5 senede iskelet haline gelir. İskelet haline geldikten sonra mezar açma işleminde sadece kalan dokular üzerinde çalışılabilir. Mezar kazısı sonrası kemik, diş, saç bulunabilir. Toprağın cesetle temas eden bölümünden örnek alınır. Kemik ve dişte, arsenik, kurşun gibi ağır metaller bulunabilir. Gelişmiş metotlarla bu incelemeleri Türkiye’de yapmak mümkün. Ama yine uyarıyorum. ABD’de hangi cihaz varsa, Türkiye’de de aynısı var. Bu teknolojiyi kullanan insanların deneyimi ve yetkinliği sorunu var. Çünkü bunlar basit cihazlar değil.”
Uzman denetiminde açın
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı da “Mezar açıldığında, zehir bulgusu için kemik incelemesi veya bir tutam (100 mg) saç yeterli olabilir. Varsa arsenik, cıva, antimon, plutonyum, kurşun gibi ağır metaller kemik incelemesiyle tespit edilebilir. Ama mezarın açılması da bu inceleme de uzmanların denetiminde ve çok dikkatli şekilde yapılmalıdır” dedi. Hancı, Türkiye’de Adli Tıp gibi Jandarma ve Polis Kriminal Laboratuvarlarında bu inceleme yapılabileceğini vurguladı.
DDK’nın ‘böcek ilacı’ kuşkusu
Merhum Özal’ın mezarının açtırılması kararında, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun “Organofosfat (tarım ya da böcek ilacı) zehirlenmesi olabilir” kuşkusu etkili oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatı üzerine Özal’ın ölümünü araştıran DDK, Haziran ayında açıkladığı raporunda, mezarın açılmasını özetle, şu ifadeyle önermişti: “Tıbbi Uzmanlar Heyeti raporunda merhumun ölüm nedeni olarak ‘ani kalp ölümü olasılığının’ tamamen dışlanamamakla birlikte ‘uzak bir ihtimal olarak’ görüldüğü ve bazı bulguların ise ölüm nedeni olarak ‘organofosfat zehirlenmesini’ de akla getirebileceği ifade edilmektedir.”
Güncelleme Tarihi: 19 Eylül 2012, 11:16