banner171

Tereddüt yok Özal zehirlenmiştir

Adli Tıp raporunda, Özal’ın vücudunda zehre rastlandığı ancak ölümünün zehirden kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair kesin bir ifade bulunmaması kafaları karıştırdı.

 Tereddüt yok Özal zehirlenmiştir
 Bu yüzden siyasetçilerden farklı açıklamalar geldi. Ancak savcılığın ‘vücuttan zehir çıkmasını esas alması ve gereğini yapması gerektiği’ belirtiliyor. Görüşler özetle şöyle:

AK Parti Genel Bşk. Yrd. Numan Kurtulmuş:     Özal kendisi zehir içmediğine göre zehirlenmiştir

Şu haliyle bile raporla ilgili tereddüt yok. Özal zehirlenmiştir. Görev başında bulunan bir cumhurbaşkanının zehirlenmesi sorununu çözmeyen bir Türkiye, hiçbir faili meçhulü çözemez. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, hem de görev başında zehirleniyor. Efendim zehir öldürür mü, öldürmez mi? İşin teknik tarafına girmiyorum. Cumhurbaşkanı kendisi bilerek zehir içmediğine göre, burada eski Türkiye’nin pis işlerinin en somutuyla karşı karşıyayız. Türkiye, bunu çözmek zorunda. Miktarını bilmiyorum, o zehri hangi hain eller verdi? Hangi hain odaklar bu işi planladı? Türkiye’nin üzerine düşen vazife budur. Zehirlenmeyle ilgili rapor belki tekrar gözden geçirilebilir.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Savcılık raporu yeterli görmezse onun da yolları var

Konu şu anda yargı sürecinde. Savcılık, ya zehirlenme şüphesi üzerine soruşturmayı genişletme kararı alacak ya da kesin bilgi ve somut belge olmadığı için takipsizlik kararı verecek. Adli Tıp Kurumu’nun burada yapacağı şey, kesin ölüm nedenini belirlemesidir. Çünkü dava buna göre açılır. Bir insan bir kaza sırasında ölmüş düşünülebilir. Ancak otopsi yapıldığında bunun kalp krizine bağlı bir ölüm olduğu anlaşılabilir. Bir insan kurşunla yaralanmış, hayatını kaybetmiş olabilir. Ama otopside aslında ölen kişinin şeker hastası olduğu, bu hastalığa bağlı bir kanama sebebiyle hayatını kaybettiği de ortaya çıkabilir. Bir insanın vücudunda tabii olarak zehir veya toksik maddeler bulunabilir. Ancak bu toksik maddelerin ölüme sebebiyet verip vermediğini herhalde bizden çok daha iyi doktorlar bilebilir. Bu raporlar da aslında kesin ve somut olmayabilir. Savcılık buradan hareketle bir işlem yapacaktır. Yeterli görmezse onun da yolları vardır.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Soruşturma devam ediyor, neler olacağını göreceğiz

Adli Tıp Kurumu’nun raporu şüpheleri ortadan kaldırmadı. En azından benim şüphelerim devam ediyor. Rapor konuyla ilgili soruların daha fazla sorulmasına neden oldu. Vücutta zehir varsa bu zehir nereden geldi, vücudun kendisi mi yaptı? ‘Hem zehir var, hem zehirlenme yoktur’ denilirken, bu konuda bir açıklama görmedim ancak merak ediyorum. Soruşturma devam ediyor. Bunun için de neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan: Özal’ın öldürüldüğüne ilişkin şüphelerim arttı

Bunca yıl tartışmanın ardından mezar açılıyor yine ortada bir netice yok. Böyle Adli Tıp Kurumu olur mu? Adli Tıp Kurumu, derin devletin emri altında bulunursa böyle olur. Bu rezaleti Başbakan temizlemelidir. Adli Tıp Kurumu raporunun ardından benim Özal’ın öldürüldüğüne ilişkin şüphelerim arttı. Ancak elimizde bir delil yok.

Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal: Bulgular bağımsız kurullar tarafından incelensin

Bence Adlî Tıp Kurumu’nun Birinci İhtisas Komisyonu’nun raporu önemli değil. Adlî Tıp Kurumu’nun bulguları önemli. O bulguların yorumlarını yapan 1. İhtisas Komisyonu’ndan ziyade bağımsız, tarafsız bilim kurullarına bulguları gönderip veya Türkiye’deki adlî tıp uzmanlarına üniversitelere gönderip onların bir rapor yazmasını sağlamak lazım. O da savcının görevidir. 1. İhtisas Komisyonu her zaman baskı altında kalır ama bağımsız bilim adamları kalmaz. Dolayısıyla savcılık, yurtdışındaki veya Türkiye’deki adlî tıp uzmanlarına bu raporu değerlendirmesi için gönderebilir. Ben komisyonun çok zorlandığını düşünüyorum. Konuşamıyorlar. Konuşma imkânları biraz dar gibi. ‘Zehir var ama zehirlenmedi’ gibi laflar olayı sulandırmak oluyor. Türkiye’de kimse buna inanmıyor, komik buluyor. Artık bu saatten sonra Adlî Tıp Kurumu’nun çıkaracağı raporun zehirlendi ya da zehirlenmedi olmasının da bir önemi kalmadı. Çünkü kim ne olduğunu biliyor. Ama yarın öbür gün başka bilgileri bulgular, şahitler itiraflar ortaya çıktığı zaman, Adlî Tıp çok zor durumda kalacak. Zan altında kalacak.

Özal hükümeti Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler:      Uzmanlar raporu tartışmalı  

Raporu okumadık. Raporun uzmanlar tarafından tartışmasını duyamadık. Dolayısıyla ölüm sebebinin zehirlenme olup olmadığı konusunda bize bir şey söylemek düşmez. Ancak eğer rapor, Turgut Bey’in dışarından zehirlendiğini söylüyorsa, böyle bir iddia varsa inanıyorum ki hukukçular savcılar, zehirleyenin ve zehirletenin araştırmasını yaparlar ve yapmalıdırlar.

Eski Devlet Bakanı Ekrem Pakdemirli:     Zehirleyenler, süreci sulandıracaktır

Eğer böyle bir zehirlenme söz konusuysa bunu yapan yapı, bu süreci sulandırmaya, engellemeye çalışacaktır. O dönemde de hastaneye kaldırılan Özal birtakım ihmaller zincirinden geçirildi. Acaba o gün bunlar tesadüfi miydi, yoksa yine bu yapının işi miydi?






Zaman 

Güncelleme Tarihi: 13 Aralık 2012, 17:05
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153