Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne gönderebilirdi" dedi ve ortalık karıştı.
Gözler bu kez, UEFA'nın konuyla ilgili 23 Ağustos'ta TFF'ye gönderdiği "ilk" resmi yazıya gönderdi.
CAS hakemi avukat Kısmet Erkiner bir konuştu pir konuştu... Türk futbolu Erkiner'in o konuşmasından sonra adeta alt – üst oldu. Bir çok krizin deviremediği M.Ali Aydınlar yönetimi de Erkiner'in hamlesiyle devrildi... Peki Erkiner'in gündeme getirdiği (aslında daha önce 29 kasım 2011 günü F.Bahçe avukatı Emin Özkurt tarafından açıklanan) o iddia neydi?
UEFA 3 Kasım 2011 günü CAS'a gönderdiği yazının 6.3 paragrafında "Şayet TFF elinde bulunan delillerden tatmin olmaz ve kulüp yetkililerinin şike yaptığı konusunda bir karara varamazsa, UEFA'ya kulübü Şampiyonlar Ligi'nden çekmenin erken bir karar olduğunu söyleme yetkisindedir. TFF bu savunmayla bize Fenerbahçe'yi ihraç edeceğini bildirmeseydi biz onu oynatırdık" diyordu. İşte bu iddia Türkiye'yi hayrete düşürdü. Sadece hayrete düşürmekle kalmadı, onca krize rağmen bir türlü düşmeyen Aydınlar yönetimi de düşürdü.
Şimdi bu iddiaların ardından gözler UEFA'nın bu konuyla ilgili 23 kasım 2011 günü Türkiye Futbol Federasyonuna gönderdiği "ilk" resmi yazısına çevrildi. Acaba UEFA F.Bahçe ile ilgili TFF'ye ne gibi bir talimat vermişti? Gerçekçen UEFA F.Bahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden men edilmesi için bir açık kapı bırakmış mıydı? Geldiği zaman TFF'yi ve Türkiye'yi şoka uğratan UEFA Genel Sekreteri Giovanni İnfantino imzalı 23 ağustos 2011 tarihli o yazıda F.Bahçe için ne denmişti? Bu belge bugüne kadar ne TFF ne de F.Bahçe tarafından ortaya çıkartıldı...
Sporx'in haberine göre ; İşte 3 kasım 2011'de CAS'A "TFF isteseydi F.Bahçe'yi kupaya gönderebilirdi" diyen o UEFA'nın 2 numaralı ismi genel sekreter Giovanni İnfantino'nun 23 ağustos 2011'de F.Bahçe ile ilgili TFF'ye gönderdiği "ilk" resmi yazı;
Sayın Başkan,
Bu yazıyı Türkiye'de devam eden şike soruşturmaları ile ilgili eski yazışmalarımızla ve Fenerbahçe ile ilgili dosya ile bağlantılı olarak
yazıyoruz.
Bu konunun hassasiyetini anlamakla beraber, anladığımız şudur ki, yukarıda ismi geçen kulüp ve/veya yetkililerinin şike eylemklerine karıştıklarına kuvvetle gösteren önemli miktarda deliller bulunmaktadırç Kulüp Başkanı ve birçok üst düzey yöneticisinin (ki bu kişilerden iki tanesi Yönetim Kurulu üyesidir) şike eylemlerinin şüphelisi olarak Temmuz başından bu yana tutuklu olmaları ve bu kulübün şikeye karıştığı sonucuna ulaştıran iyi belgelenmiş bir dizi delil (bir çoğu medya haberlerinde yer almış)olduğunun anlaşılması örnek olarak verilebilir. Sonuç olarak, şu anda şike iddalarıyla alenen itham edilen, Başkanı ve üst düzey yöneticileri tutuklu olan ve şike eylemi nedeniyle suçlu olduğu sonucuna ulaşılmasına imkan veren mevcut ve kuvvetli deliller bulunan bir kulübün UEFA'nın amiral gemisi olan bir şampiyonaya (UEFA Şampiyonlar Ligi) katılmasaı olasılığıyla karşı karşıyayız. Bu durumun UEFA için ve genel anlamda futbol ailesi için kabul edilemez olduğunu anlayacağınız düşünüyorum.
Kaygılarımı bu sezon benzer ihlaller nedeniyle başka kulüplerin UEFA kulüp müsabakalarından ihraç olduklarını gözlemlediğimiz noktada daha da artmaktadır. Özellikle Yunanistan Futbol Federasyonu'nun disiplin organları tarafından şikeye karımaları nedeniyle suçlı bulunması nedeniyle ve bu işe karışan kişilerin cezai kovuşturması henüz nihayete ermemişken (muhtemelen bu cezai kovuşturma aylar, yıllar sürecek olmasına rağmen) UEFA Avrupa Ligi'nden ihraç edilen Olumpiakos Volou örneğine atıf yapıyoruz.
Bir yandan bir üye federasyon mensubu kulüp kendi ulusal yönetim organı hızlı ve etkili karar aldığı için bizim müsabakalarımızdan ihraç edilirken, diğer yandan aynı zamanda başka bir üye federasyon mensubu kulübün bizim müsabakalarımıza sadece ulusal yönetim organı gereğini yapmadığı için katılabilmesi UEFA için tahammül edilemez bir husus olduğunu anlayacaksınızdır. Bu durum UEFA'nın yıldırmak yerine azmettirmek istediği futbolun güçlü ve etkili bir şekilde yönetimine örnek teşkil eden uygulamaları ve şike vak'aları ile mücadelede etkin olan ulusal federasyonları cezalandırmak olacaktır. Ayrıca, bu derece kritik önemdeki konulara ilişkin benzer yaklaşım politikası izlemez isek, bu sadece UEFA kulüp turnuvalarının dürüstlüğü ve saygınlığına zarar vermeyecek, aynı zamanda eşit muamele ilkesine de aykırılık teşkil edecektir.
Bildiğiniz üzere, UEFA Şampiyonlar Ligi Talimatı (2011/2012 versiyonu) uyarınca, Nisan 2007'den itibaren ulusal veya uluslararası düzeydeki bir müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik herhangi bir faaliyete doğrudan ve/veya dolaylı olarak karışmış olan herhangi bir kulüp bu turnuvaya katılım uygunluğunu kaybeder. Uygunsuzluk süresi bir yıl boyunca geçerlidir.
Sonuç olarak, şu anda var olan deliller ışığında, bizce Fenerbahçe'nin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligine katılma uygunluğu olmadığı görülmektedir. Ayrıca, bu şartlar altında Fenerbahçe için uygun davranış şeklinin bu sezon için UEFA Şampiyonlar Ligine katılmaktan vazgeçmek olacağı ortadadır. Alternatif olarak, Kulüp, TFF tarafından şampiyonadan çekilebilir.
Vurgulamak isteriz ki, eğer bu yollardan herhangi birine başvurulmaz ve UEFA, Kulüp hakkında kendi disipolin soruşturmasını açmak zorunda kalırsa (şimdi veya önümüzdeki aylar içinde), özellikle Kulübün, Nisan 2007'den beri hiçbir şike eylemine katılmadığı yönünde doldurduğu Katılım Kriteri formunda yalan söylediği konusunda suçlu bulunması halinde, verilecek nihai ceza muhtemelen çok daha ağır olacaktır. Verilebilecek nihai ceza konusunda bir tahminde bulunmamız mümkün olmamakla birlikte, bazı diğer olaylarda şike yapan kulüplerin (örneğin Pobeda) UEFA kulüp şampiyonalarına katılmaktan sekiz yıla kadar men edilkdiklerini belirtebiliriz.
Konunun bütünlüğü açısından sizi uyarmak zorundayız ki, eğer TFF, bu konu ile ilgili şimdi hareket etmezse bu durum TFF hakınnda da gerekli disiplin adımlarının atılmasına yol açacaktır. Anlayacağınız üzere, UEFA, tüm bu şartlar altında Fenerbahçe'nin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligine başlaması ve sonrasında şike olaylarına karıştığının nihai olarak ispatlanması nedeniyle ihraç edilmesini kabul edemez.
UEFA'nın, hem Avrupa hem de Türk futbolu için son derece önemli olduğu açık olan bu konuda TFF'yi desteklemeye devam etmek içinb
elinden gelen her şeyi yapacağından emin oluruz. Tekraren, TFF'den Türkiye'de şu anda soruşturulan tüm şüpheli şike dosyaları hakkında hızlı ve etkin disiplin adımları atılmasını diliyoruz.
Fenerbahçe konusuyla ilgili olarak da cevabınızı 24 Ağustos 2011 Çarşamba günü 12.00'a kadar cevabınızı bekliyoruz.
Saygılarımla,
UEFA
Gianni Infantino
Genel Sekreter