Çok geriye gitmeyelim otuz yaşın üstü olanlar hatırlar.
Bizler köyümüzde mahallemizde komşu idik birimizin ihtiyacı olunca herkes koşardı.
Sayılı komşuda araba yada telefon olurdu ama herkesin derdine ihtiyacına yeterdi.
İyi hatırlıyoruz Cumartesi akşamları çaylar yudumlanırken tv’de Türk filmlerini izlemek için iple çekerdik.
Okula, işe giderdik ama herkes akşam mahalleye gelince beraber maç yapar, misket oynar,
bakkalımızdan muhallebi, helva yer gazoz içerdik. Çocukken oruç tutar acıkınca gizlice yerdik.
O zamanlar şimdiki gibi sosyal medya aşkları yoktu.
Güzel samimi duygularla, türkülerle, mektupla veya bir demet gül ile ilan olunurdu aşklar ve izdivaçlar.
Babalar çalışır akşam olunca herkes aynı sofrada olurdu.
Vakitler; camide, kahvede, yazlık sinemalarda, düğünlerde, pikniklerde, deniz sahillerinde geçerdi.
Yapılan işlerin veya siyasi fikirlerin bile bir inceliği vardı.
Solcusu solcuyum, sağcısı sağcıyım der fikirlerini savunurlar ama ortak dert vatan-millet denirdi.
Sonradan NE OLDU BİZE’de değişti her şey;
Batı ve Avrupa’nın demokrasi algısı, bilim, sanat ve sosyal medya görüntüleri, özel tv ve diğer iletişim ağları ile
bize ait olmayan hayat tarzlarına ekonomik ,ahlaki yozlaşma ve zoraki kabullendirilen yaşamda eklenince,
daha iyi bir hayat için amansızca koşan insanlık bedenen, manen ve ruhen çökmesi bizi bizden aldı maalesef.
En güzel geleceğimiz ve varlığımız gençlerimiz bize ait olmayan değerlerle mücadele etmektedir.
Eski güzel aşklar ve hedefler yerine sosyal medya paylaşımları garibi-gureba dizi ve programlarla gençlerimize ve ailelerimize yön çizilmektedir.
Çözüm; hiçbir kötülüğü örnek almadan her alanda değerlerimizi koruyup her daim mücadele etmektir.
Bizim gençlerimiz ve insanımız çok değerlidir..
Doğru olan her konuda sesler ve temsiller yükselmeli geleceğimiz için çalışılmalıdır.
Yanlışları alkışlamak bize bir katkı sağlamaz daha da kötüye götürür.
Esnafı-işçisi-patronu-tüccarı, siyasetçisi, sanatçısı, stk’lısı yetkilisi kim varsa ortak değer ve anlayışla hareket etmedikçe bu düzende birilerine su taşımaktan başka öteye gidemeyiz.
Bugün içimizi yakan Gazze ve Filistinli kardeşlerimizin katliamı sebebi, susturulan müslüman devletlerin acizliğinden kaynaklanmaktadır.
Bugün vicdan sahibi gayri müslim insanların biz müslümanlardan daha çok Filistin ve Gazzeli bebekler için mücadele ettiklerini görüyor ibretle izliyoruz.
Yakın tarihte ülkemizdeki illegal darbeleri alkışlayıp destek olan, gezi eylemleri adıyla hepimiz,
Ermeni ve geziciyiz diye bu milleti hiçe sayan sanat-siyaset ve çeşitli stk’lı gruplar nerede?
unutmayın ki bu sessizliğinizi bu millet unutmadı.
KURT KIŞI ATLATIR AMA YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZ misali bu memleketin evlatları bir gün gelir,
İllegal darbelere ve zulümlere karşı sessizliğinizin ve yanlış yerde duruşun hesabını soracaktır.
Gece ile gündüzün farkı gibi Doğru ile yanlışı ayırarak gelecek günler için,
bir fidan dikelim misali her zaman her alanda daima mücadeleye devam ederek gençlerimize ve
geleceğimize sahip çıkacağız.
Evet size sonuna kadar katılıyorum ve eklemek isterim ki herkes kendi penceresinden baktığı ve empati yapmadığı sürece bu ve benzeri yazılar insanlarımız tarafından kucaklayıcı olmak yerine ayrıştırıcı olabilir yazıda bahsettiğiniz o güzel hasletlerin neden yok olduğu iyi sorgulanmalı küçük detaylar gözden kaçmamalı bir düşünelim katil Allahu-ekber deyip boğaz keserken boğazı kesilen de Allah-u ekber diyorsa ki bunlar yaşandı o zaman suçluyu dışarıda aramak boşuna selam ve dua ile ALLAHA emanet olun