Mali müşavirler ve muhasebeciler için önemli günler yaklaşıyor. 1989 yılında çıkarılan bir yasa ile ilk defa meslek statüsüne kavuşan muhasebeci ve mali müşavirler, ilk kez 1990 yılında yapılan seçimle kendi yöneticilerini seçme fırsatına kavuştu. Esasen 1985 yılında başlayan KDV uygulaması ile bir meslek olarak muhasebecilik ve mali müşavirlik artık bu dönemde iş aleminde büyük bir kabul görmüştü. İlk olarak üçer aylık dönemle başlayan KDV beyannameleri ve peşin vergi uygulamaları işyerleri için muhasebeciliği gerekli kılmaya başlamıştı. Artık eskisi gibi Mart aylarında işyerlerinde ve muhasebe bürolarında sabahlama dönemleri sona ermeye başlamıştı. Artık her ay işyerlerinin hesabı ve kitabı yapılmaya başlamış ve işyerinin hacmine göre işyerleri için bir veya birkaç muhasebeci ve mali müşavir şart olmuştu.
1990 yılında Yahya Arıkan başkanlığında oluşan müteşebbis heyet, daha önce örgütlü ve ilk olmanın verdiği heyecanla çalışmalarını Muhasebeci Mali Müşavirler Birliği Derneği Beyoğlu Şubesi'nde başlattı. Müteşebbis heyet olarak ilk üyelere ulaştılar ve 20 Mart 1990'da girdikleri ilk seçimde başarılı oldular ve oda yönetimini bugüne kadar sürdürdüler. Esasında bir ay sonra oda yöneticiliğinde herhalde bir ilk olarak 26 yılını dolduracak bu yöneticilere birer emeklilik plaketi vermek gerekecek. Öyle ya hiç sigortaları olmasa bile meslek odası yöneticiliği onları emekli edecek kadar sırtında taşıdı.
Ancak arkadaşlarımızın bu saltanatı 6 yıldır biraz sarsıldı. 2008 yılında meslek yasamızda yapılan ilk önemli değişiklikle seçim sistemi değiştirildi. Bu değişikliğin üç önemli ayağı vardı. Bunlardan ilki ve en önemlisi burası bir meslek örgütüdür. Burayı yönetmeye her arkadaşımız ehildir. Öyleyse bir kişi en fazla iki dönem başkanlık yapabilir. Bir dönem ara veren başkan yeniden aday olabilir. Tabi krallığa alışanların Putin olması biraz zordur. Bilindiği gibi Rusya devlet başkanı Putin görev süresi dolunca başbakan olmaya razı oldu. Biz buna iktidarın cazibesi diyoruz. Yapılan bu değişikliğin bir başka önemli ayağı ise kendini vazgeçilemez addeden herkes vazgeçilebilirdir. Onun için bir odada görev alan biri üst birlikte görev alamaz. Tabi bu da bir ayağı istanbul’da diğer ayağı ankara’da olanların hiç işine gelmedi. Hemen hepsi üniversite mezunu olan bir topluluğun ağabeylere ihtiyacı yoktur. Onlar rüştünü ispat etmiş bireyler olarak her yerde görev almaya layıktırlar.
Bu değişikliğin bir diğer önemli ayağı ise nispi temsil sistemidir. Bunu da İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan’ın açıklamasından sonra değerlendirelim. Arıkan, her hafta üyelerine gönderdiği bültende “Hiçbir zaman siyaset yapmadık, ama demokratik olmayan, rekabetin içeriğine uygun olmayan bir nispi temsil sistemi getirdiler. Hep söylüyoruz hiç oda da olmayan bir tek bize uygulanan nispi temsil sistemi adaletsizliktir ve haksızlıktır. Nispi temsili bu kadar demokratik gören varsa neden Türkiye genel seçimlerinde de uygulanmıyor! Orada da belirli oy alan, meclise giren partiler ve temsilcileri var, nispi temsili bu şekilde de hayata geçirebilirler! Nispi temsil büyük bir yanlıştır, bundan bir an önce dönülmesi gerektiğine inanıyorum. Haksızlığın aşılabilmesi için gelin hep beraber omuz omuza mücadele edelim. Sandığa gömelim” diyor.
Başkanımız haklı olarak görev ve yetki paylaşımı anlamına gelen nispi temsi sitemine karşı çıkıyor. Putin olanların görev ve yetki paylaşımı istemedikleri açıktır. Ancak Türkiye Rusya değil ki? Demokratik bir sistem olan nispi temsilden neden bu kadar şikâyetçi dersiniz. Neden her defasında ülke seçim sisteminin de nispi temsil olmasını istiyor dersiniz? Oysa bilindiği gibi ülkemizde nispi temsil uygulanıyor zaten. Ancak odada uygulanan sistemin bir ayrıcalığı var; bunu biz de biliyoruz. Ülke yönetmek oda yönetmek ile aynı şey değildir. Odayı üyeler adına yönetiyorsunuz. Odada herkesin hak ve menfaatleri eşittir. Dolayısı ile odanın anonim şekilde yönetilmesi gerekir. Her üyenin menfaatine olan neden odaya seçilen insanın menfaatine olmasın? Üyelere menfaat sağlayan bir faaliyete neden karşı çıkılsın?
Bizim başkan bu bültenle 10 yılını dolduran meslektaşlara onur belgesi dağıtacağını duyurmuş. Dağıtsın hepsine helali hoş olsun. Nasıl biz 20 yılı doldurunca almışsak onlar da alsın. Ama o zaman 10 yılını dolduranlar yok muydu? Niye ihmal edilmişlerdi dersiniz? Tek tek meslektaşlara bir defa daha ulaşmanın bir yolunu bulmuş bizim başkan. Oda seçimlerinin yaklaştığı bir dönemde sen onur belgesi dağıtırken yönetiminde ortak olan arkadaşlar ne dağıtacak hiç düşündün mü? Bu arkadaşlara da ben Şişli’yi dağıtırken sizler de Kadıköy ve Gaziosmanpaşa’yı dağıtın mı diyeceksin? Yoksa hatıra fotoğraflarında ben olmasam eksik olur mu diyeceksin?
Daha dün beraberce seçildiğin arkadaşını senden ayrıldı diye listenin en sonuna attığını cümle alem biliyor. Utanmasanız oraya da layık görmediğinizi de bilmiyor değiliz. Yapma başkan biz senin ne kadar demokrat olduğunu 26 yıldır biliyoruz. Onu sen anaokulunda okuyan bebelere anlat…