Ben adaya göre stratejimi şekillendirip yer yer farklılaştırabilirim. Ancak benim için aslolan hangi seçim ve hangi aday olursa olsun yapmam gerekenin en iyisini yapıp yapmadığım endişesidir. Teşkilatım için de durum budur. Balçiçek İlter'in “Sarıgül rüzgarı teşkilatınızı daha da kamçılar mı?” sorusuna ise Babuşcu şöyle yanıt verdi: Sarıgül bir rüzgar mıdır, bir meltem midir, başka bir şey midir, ben onu bilemem. Sayın Sarıgül'ün Türkiye'de bir değişim hareketi tecrübesi var. Bir taraftan Sayın Sarıgül ilçelerde ilçe başkanı atıyor, bir taraftan CHP'ye geçti-geçecek, kabul edildi-edilmedi gibi şeyler konuşuluyor, bir taraftan aslında onlar aşıldı CHP'nin adayı oldu bile deniyor. Bunlar polemik konuları ve yer yer magazin yönüyle öne çıkan hususlar. Şu an AK Parti İstanbul İl Teşkilatı olarak adayın kim olacağı ile ilgili bir gündemimiz yok.

Çözüm sürecini de değerlendiren Babuşcu, Balçiçek İlter'in “AK Parti iktidara gelmeden önce hepimiz Türk`tük” sözlerini hatırlatması üzerine şöyle konuştu: AK Parti iktidarından önce demokratik özgürlükler anlamında nerede olduğumuz ortada değil mi? Bu ülkede Kürt olduğunu, Laz olduğunu, inancını ifade etmek isteyen insanlar bunu rahat bir şekilde ifade edebiliyorlar mıydı? Dağa taşa “Ne mutlu Türküm diyene” sloganları kazıyıp oradaki insanları da etnik kökenleri nedeniyle “Ne Kürt'ü kardeşim, karda yürürken kart-kurt sesler olmuş da oradan Kürt denmiş algısı içerisinde asimile etmeyi ve yok saymayı sürdürmüyor muyduk? Ben kendi adıma bunun yanlış olduğunu kendi siyasi kimliğimi ve duruşumu oluşturmaya başladığım ortaokul yıllarında fark ettim. Bugün de aynı noktadayım. Hepimiz 'Türk'tük cümlemin altında yatan şey budur.

Yeni anayasa ile ilgili soruya ise Babuşçu şöyle yanıt verdi: Anayasadan Türk kelimesi çıkacak mı korkularını anlayabiliyorum. Bu anlamdaki refleskleri de konuşabilmemiz gerektiğini düşünüyorum.

/www.haberturk.com/