banner171

Başbakan: Düşmanda bile haysiyet aranır

Başbakan Erdoğan AK Parti genişletilmiş Grup toplantısında konuştu.

Başbakan: Düşmanda bile haysiyet aranır

Başbakan'ın konuşmasından konu başlıkları şöyle:

- Beytüşşebap'ta şehit düşen askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

- Şehit askerlerimizin babası 'ağlamayacağım, onları sevindirmeyeceğim' dedi. Evet, ağlamayacağız.

- Karşımızda hiçbir insani değeri olmayan bir örgüt var. Bu örgüt arazi şartlarından yararlanıyor. Bu örgüt mertçe askerimizin karşısına çıkarak savaşamıyor. Bu örgüt korkakça kadınların, çocukların arkasına saklanarak, sivillerin arkasına saklanarak saldırıyor ve kaçıyor.

- Terör örgütü 4 yıldan beri AK Parti'yi doğrudan hedef olarak belirlemiş durumda. Bunun üzerinde dikkatle düşünmeliyiz. Neden AK Parti? Neden Ak Parti'nin il başkanları? Çünkü Ak Parti çözüyor. AK Parti Kürt kardeşlerimizle kucaklaşabiliyor. Kürt kardeşlerim de Ak Parti'yi bölgede birinci parti yapıyor.

- Hiç unutmuyorum, Cizre'de mitingimizi yaptık ve çevremize toplanan vatandaşlarımızla sohbet ediyoruz. Bana söyledikleri şu: Başkanım OHAL'i kaldırın, biz başka bir şey istemiyoruz." Biz iktidara geldik, OHAL'i hemen kaldırdık. Bugün terör örgütü konuşuyorsa, bizim OHAL'i kaldırmamız sayesinde konuşabiliyor. Kimse OHAL konusunda bizim gösterdiğimiz bu tavrı gösteremedi. Zaten benim vatandaşım Ak Parti'nin bu tavrını görüp oyunu verdi.

- Terör örgütünün aldığı oylar, oluşturulan korku ortamının neticesinde alınan oylardır.

Siyasette düşman yoktur; rakip vardır

- Biz muhalefet partileri gibi Sivas'tan ötemeyen geçemeyen bir parti değiliz.

 - Bölgedeki insanımız, "biz terör örgütüyle işbirliği yapan bir CHP ile yürüyecek bir halk mıyız" dedi. CHP Suriye'de de Baas Partisi ile çalışıyor. Bir de "gerekirse dağdakilerle görüşürüz" diyorlar. Görüştüler işte.

- İşte, sözde kaçırdılar CHP'nin milletvekilini. Geri bıraktılar sonra. Benim halkım bu iddiaları yutmaz. Açıklamaları görüyorsunuz işte.

- Kimi muhalefet partileri, düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket ediyor. Ak Parti'nin kaybetmesi için, Türkiye'nin kaybetmesine göz yumuyorlar.

- Siyasette düşman yoktur. Siyasette rakip vardır.

- Muhalefet partileri, İmralı'nın ağzıyla konuşuyor. Kendilerinin yıpratamadığı Ak Parti'yi, terör örgütünün yıpratmasına göz yumdular.

- Türkiye'de artık siyaseti siyaset dışı kurumlar şekillendiremez. Mafya şekillendiremez. Vesayetçi anlayış şekillendiremez. Türkiye'de siyaseti artık terör örgütü de şekillendiremez, şekillendiremeyecek.

- Biz artık asla geri adım atmayız. Terör örgütünün partisi de bunu böyle bilsin. Al gülüm ver gülüm siyaseti de artık sona ermiştir. Terör örgütünün değirmenine su taşıyan partiler de, asla provokasyona gelmeyeceğimizi bilsinler.

- Bizim ilkelerimiz var. Bu ilkeler doğrultusunda yola çıktık. Ya öleceğiz, ya olacağız dedik.

- Bizim rotamızı milletten başka kimse çizemez. Kimse bize istikamet belirleyemez. Bunu sadece terör partisine değil, CHP'ye de söylüyorum.

- Terör örgütü bazı güçlere nasıl taşeronluk yapıyorsa, bazı medya organları da teröre taşeronluk yapıyor. Biz kimlerin teröre çanak tuttuğunu iyi biliyoruz.

- Dünyada iki şey var ki iktidarları bitirir. Nedir bunlar? Ekonomi ve terör. Bunlar bizi bitirmedi. Hem ekonomiyle mücadele verdik, hem de terörle. Nasıl oldu bu? Millet bizim samimiyetimizi, gayretimizi görüyor.

- Şu 30 yıllık terör mücadelesinde, bu önlemler taviz verilmeden alınmış olsaydı, şu an gelinen nokta bundan iki kat iyi olurdu.

- CHP bize geldi. Daha önce de anlattım. Medya bu görüşmeyi nasıl sattı? CHP 10 maddelik öneri paketiyle gittiler dedi. Bu paket neydi? Sadece tespit paketiydi. İçinde öneri möneri yoktu. Bekledim. MHP ne dedi? MHP kabul etmedi. Ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Size burada bir teklifte bulunuyorum. 3 arkadaşınızı görevlendirin. Ben de şu an 3 arkadaşıma talimat veriyorum. Bu arkadaşlarımız hemen çalışsınlar. Ve biz iktidar olarak ne adım atılması gerekiyorsa atacağız. Bize ne dediler? Hemen olmaz bu işler. Bir 3 ay bekleyelim. Hala bekliyorlar. Hala bir adım atmıyorlar. Ama bunu kullanmaya çalışıyorlar. Ya sizin terörü yok etmeye dair yapacağınız hiçbir şey yok. Çünkü sizin terörle ortaklıklarınız var.

- Bakıyorsunuz CHP milletvekilleri akla ziyan açıklamalar yapıyor. Bakıyorsunuz terör örgütünün hedef aldığı benim bakanlarımı, tamamen paralel bir şekilde CHP de eleştiriyor.

- Medyanın patronlarına sesleniyorum. CHP'nin milletvekilleri siyasetçi de, benim hedef alınan milletvekillerim siyasetçi değil mi? Niye onları gündemde tutmuyorsunuz?

- Son aylarda BDP milletvekilleri ne söylüyorsa, CHP milletvekilleri de papağan gibi aynılarını tekrarlıyor.

- BDP'li milletvekillerinin teröristlerle buluşmasında, BDP'lilerin teröristleri sıvazlamasından ziyade, teröristler o milletvekillerinin sırtlarını sıvazlamıştır. Yanaklarından öpmüştür. Ne güzel değil mi? Zaten dağdan da beraber inmişlerdi. Terör örgütü bunların ipini elinde tutuyor. Bunlar yıllarca silahların gölgesinde yürütülen siyaseti eleştiriyor gibi göründüler. Ama şimdi terör örgütünün gölgesinde siyaset yapıyorlar. İnanın orada kameralar olmasaydı, bunlar efendilerinin ellerini de öperlerdi. Kameralar olmasaydı, bunlar efendilerinden harçlık da alırlardı. Terör örgütünün elindeki kan, bu milletvekillerinin de ellerine bulaşmıştır.

- 1 yaşındaki Almina'nın kanı, işte o BDP'li milletvekillerinin sıvazlanan sırtlarından asla inmeyecektir. Bunlar o kanla adeta rezil, alçak bir şekilde yaşayacaktır.

- Bir araya gelip topraklarımıza giren 7 düveli bu millet geldikleri yere gönderdi. Bugün de bu aziz millet hainlerle mücadele ediyor. Belki bedeli ağır oluyor. Ama er veya geç, millet galip gelecektir.

- Hiç kimsenin, masumun kılına dokunmadan terörle mücadelemize devam ediyoruz. Terör örgütünün kutsalı yok. O 1 yaşındaki Almina'yı da vurur, annesini de vurur, kardeşlerini de vurur. Ama benim polisim, güvenliğim burada hassas davranır. Onun için terörü hedef alır. Onların inini bulmaya çalışır.

- Ben buradan Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Bu bölücü terör örgütünün, Kürt kardeşlerime yönelik bir derdi yoktur. Bu örgütün tek derdi avantasını almaktır. Bu oyuna gelmeyiniz.

- Bu güne kadar güneydoğuda hizmet noktasında ne yapıldı? Biz batıda ne varsa, güneydoğuda da olacak dedik. Katrilyonlarca yatırım yaptık. Belediyemiz olsun olmasın, biz hizmeti götürdük, götüreceğiz.

- Biz kalkıp da Hakkari'de bizim milletvekilimiz yok diye hizmet götürmeyelim demedik. Şimdi medyaya bakıyoruz. Yok şu kadar toprak işgal altında. Türkiye'de hiçbir metrekare bizim kontrolümüz dışında değildir.

- Terör örgütünün sözcüsüne bakmayın siz. Onda haysiyet olsa parlamentoya gelmek yerine dağa çıkar. Bunlar bu ülkede hiçbir zaman o beklentilerine ulaşamayacaklardır. Her geçen gün eriyip yok olmaya mahkumlardır. Burada rahat edemiyorlarsa kendilerine adresi gösterdim, Kandil'e çıksınlar. Bu çatının altında olacaksan, anayasada ne yazıyorsa ona göre davranmak zorundasın.

- Kim ki bu saldırılar sonrasında Kürt kardeşine, Türk kardeşine husumet beslerse, öfke beslerse, buğuz ederse, bilsin ki o terörün tuzağına düşmüştür.

- Artık Suriye'de rejim bir terör örgütüdür. Mart ayından beri 30 bin kişi öldü. Bunların 2 bini çocuklardır. Suriye'de 76 bin kayıp. 250 bin kişi çeşitli ülkelere göç etmiştir. Suriye konusunda bir hususun altını çiziyorum: Suriye halkı için Türkiye sıradan bir ülke değildir. 910 kilometre sınırı olan, akrabalık bağları olan, tarihten beraber gelen bir ülkeyiz biz. Biz İran da, Rusya da değiliz. Bizim ortak bir geçmişiz var. Afrika'daki herhangi bir ülke de değiliz. Onlar kayıtsız kalabilir. Bizim kayıtsız kalmak gibi bir lüksümüz yok.

- Suriye kaynarken, Suriye acımasız katliamlara maruz kalırken, biz Suriye'ye sırtımızı dönemezdik. Bölgedeki tüm ülkelere şu an mülteci akını var ve bölgedeki tüm ülkeler bu soruna bir şekilde maruz kalıyor.

- En başından beri Suriye'deki meselelere büyük bir soğukkanlılıkla yaklaştık. Biz Suriye halkına, şu anda aynen Irak'ta davrandığımız gibi, bu Kürt'tür, Türkmen'dir diye yaklaşmıyoruz. Mazlum tek renktir. Dünyadaki bütün mazlumlar bizim için sadece ve sadece insandır.

- Suriye'yi 10 yıldır malesef bu zulümle yönetenlerin ne olduğuna bakmayacağız. Suriye'de her kesim temsil edildiği bir parlamentoyla yönetilmesi bizim baştan beri istediğimiz şeydir.

- Şimdi Suriye'deki bazı medya çıkıp diyor, sandıkla gelene saygı duyulmalıdır. Ya Suriye'de sandık mı var? Zaten Suriye halkının iradesine saygı duysaydınız, halk bu hale gelir miydi? Bizim onlara verdiğimiz önerileri hayata geçirselerdi bu günlere gelinmezdi.

- Biz Suriye'de herhangi bir etnik grubun ya da mezhebin tarafında değiliz. Biz Suriye'de herkese eşit mesafedeyiz.

- Bizim Suriye karşısında takındığımız objektif tavrı, CHP takınamamıştır. CHP Baas Partisi'yle duygusal bir bağ kurmuştur. Şu anda terör örgütü güneydoğuda adeta intihar edercesine, çocuk yaştaki saldırganlarıyla kan kusuyor ve CHP de onların çığırtkanlığını yapıyor.

- CHP kurda merhamet gösteriyor. Suriye'de akan kanı, işkenceleri, çocukların katledilmesini görmeyen CHP, doğrudan Baas rejimine destek veriyor. Aslında CHP'lilerin cesaretle dile getiremediği düşüncelerini, CHP'nin medyası dile getiriyor.

- İşte Apaydın Kampı'ndaki tavrı görüyorsunuz. İnsan Hakları Komisyonu'ndaki CHP'li ve BDP'li milletvekilleri kampa gitmedi. Samimiysen, şov yapmadan vekillerini gönderseydin. Bu kamplar şov yapma değildir. Bu kamplar hizmet yeridir. Hatay'ı karıştırmak için atılan manşetlerin de farkındayız.  Neymiş, yok parayı Tayyip'ten alınmış. Biz burada uluslararası hukuk çerçevesinde pasaportu olan herkese kapımızı açmak durumundayız. Biz pasaportuyla gelen her Suriyeli vatandaşa kapımızı açarız. Niye? Çünkü hukuk bu. Ama CHP liderinin hukukla alakası yok ki.

- CHP gölgesi altında Hatay'da yapılan gösterilere bakıyorsunuz. Boğazına kadar kana batmış Esed'in resimleri taşınıyor. Sen nerede duruyorsun, onu söyle. Bunlar hiçbir zaman hakkın ve halkın yanında olmamıştır.

- CHP'nin adında Halk ifadesi geçtiğine bakmayın. Bunların tarih boyunca halkla ilişkisi yoktur. Bunlar her zaman kaymak tabakası olmuştur. İşine geldiğinde Atatürk'ten bahsedeceksin, işine geldiğinde biz ilk partiyiz diyeceksin. Bizim kültürümüzün neresinde bize sığınan misafire sırt çevirmek vardır?

CHP Azeriler'e de sırtını dönmüştü

- Bize sığınan mültecileri hiçbir zaman geri çevirmeyen bir ecdadın torunlarıyız. Kılıçdaroğlu, sen kimin torunusun bilemem. Şu anda mültecilere karşı çok çirkin, çok kaba bir tavır takınan CHP'nin tavrı yeni değildir. 1945 yılında 145 Azeri aydın Stalin zulmünden kaçıyor ve Türkiye'ye sığınıyor. Azeriler öz gardaşlarının yurduna gelip, öz gardaşlarıyla kucaklaşıyor. Stalin bu mültecileri geri istiyor. CHP hükümeti, sınırkarakoluna telgraf çekiyor ve bu Azeriler'in iade edilmesi emrini veriyor. Sınırkarakolu komutanı gözlerine inanamıyor. Azeriler Türk askerlerinin ayaklarına kapatılıyor. Ne olur bizi siz öldürün ama onlara teslim etmeyin diyor. Azeriler'i teslim ediyorlar. Sınırda Türk askerlerinin gözü önünde Azeriler'i infaz ediyorlar. Komutanın da olaydan sonra intihar ettiği söyleniyor. İşte CHP kendi kardeşine bile sırtını dönen, ölüme terkeden bir partidir. Bugün CHP Azerbaycan'a göğsünü gere gere gidemez. Ama biz, Azerbaycan'a da, Suriye'ye de, Gazze'ye de göğsümüzü gere gere gideriz. CHP yarın Şam'a göğsünü gererek gidemeyecek, göreceksiniz. Ama biz çok yakın bir zamanda inşallah Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle kucaklaşacağız.

- CHP'nin amacı Esed'in değirmenine su taşımak. Bu millet, CHP eliyle Türkiye'de mezhep provokasyonu yapılmasına izin vermez. Biz, mülteciler üzerinden gerilim oluşturulmasına asla müsaade etmeyeceğiz.

Kaynak: Haber7


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153