banner171

Başbakan Yıldırım: Bu sistemde eyalet sistemi varsa bugün Başbakanlığı bırakım

Başbakan Yıldırım, Altındağ Kültür Sarayı'nda düzenlenen 'Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Evet Diyor' programında konuştu. Başbakan Yıldırım, 'Bu anayasanın herhangi bir yerinde eyalet sistemi varsa ben bugün Başbakanlık görevini bırakacağım' dedi.

Başbakan Yıldırım: Bu sistemde eyalet sistemi varsa bugün Başbakanlığı bırakım
 Yıldırım, yaptığı konuşmada, siyaset kurumlarıyla sivil toplumun irtibatının kopması halinde toplumla da irtibat ve bağın kopacağını, bu yüzden sivil toplum örgütlerinin ülke ve demokrasinin gelişmesi için olmazsa olmaz kuruluşlar olduğunu ifade etti.
Sivil toplum kuruluşlarının en az siyasi partiler kadar hayatta yerinin olduğunu vurgulayan Yıldırım, AK Parti iktidarında sivil toplum kuruluşlarının önündeki engelleri kaldırdıklarını, dernek kurmanın kolaylaştırıldığını, kapatılmasının da zorlaştırıldığını bildirdi.

Başbakan Yıldırım, 2003 yılında 5 milyon olan sivil toplum örgütlerinin üye sayısının 11 milyona çıktığını, dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşu sayısının da 110 bine ulaştığını belirterek, "Bu da şunu gösteriyor, ülke yönetimini sadece siyasi kadrolara bırakmak değil, aynı zamanda siyaseti bir anlamda desteklemek, denetlemek amacıyla da sivil toplum örgütlerinin toplumda, sosyal hayatımızda, ekonomik hayatımızda yerini almasını sağlamak, gelişen demokrasilerin olmazsa olmazı sivil toplum örgütlerini çoğaltmak, sivil toplum örgütlerini ülke gündemi konusunda daha fazla sorumluluk almayı sağlamak." diye konuştu..

 
Başbakan Yıldırım: 15 Temmuz'da o hainler Cumhurbaşkanı'na, Başbakanı'na ateş açarken Kılıçdaroğlu'na yol açtılar

"Bazıları gibi 'hayır verenleri denize dökmeyi' vadetmiyoruz"

Pazar günü vatandaşın sandığa giderek bir karar vereceğini, verilen kararın ülke ve millet için en iyi karar olacağını dile getiren Başbakan Yıldırım, "Biz bazıları gibi 'hayır verenleri denize dökmeyi' vadetmiyoruz, 'hayır' verenleri hain ilan etmiyoruz. Biz sadece şunu söylüyoruz: Türkiye bugünkü şartlar altında bundan sonra 1982 yılı darbe anayasasıyla yoluna devam mı edecek, yoksa ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak yeni bir toplumla, milletle devlet arasında yeni bir sözleşme mi yapacak?" değerlendirmesinde bulundu.

 
Başbakan Yıldırım: Biz bazıları gibi hayır verenleri denize dökmeyi vaat etmiyoruz

Yıldırım, anayasanın bir anlamda milletle milleti yönetenler arasındaki hakları, ödevleri belirleyen yazılı metinler olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Biz diyoruz ki millete 'size görev veriyoruz, bu görevinizi yaparken şunlara, şunlara dikkat edeceksiniz, şunları, şunları yapacaksınız, bunları da yapmayacaksınız'. İşte anayasanın özü budur. Getirdiğimiz değişiklik, defalarca söyledik, bir hükümet sistemi değişikliğidir, bu bir rejim değişikliği değildir. Türkiye'nin rejim meselesi 1923'te bitmiştir, cumhuriyet kurulmuştur, Ankara başkenttir, dili Türkçe'dir, bayrağı ayyıldızlı al bayraktır. Türkiye milletiyle, ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Bugünlerde artık başka bir şey bulamayanlar, 'Türkiye eyalet sistemine geçecek' diyorlar, şimdi onu yaymaya başlıyorlar. 'Eyalet sistemi' dediğiniz şey bir merkezi hükümet olur, federal hükümet, bir de hükümetçikler olur. Eyalet sistemi budur, yani Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yanında bir de Konya'da bir yerel hükümet... Öyle bir şey var mı? Türkiye'nin cumhuriyetle beraber üniter devlet yapısı, anayasanın ilk üç maddesinde tanımlanmıştır, yerini almıştır. Bunun üzerine tartışma yapmak bu ülkeye çok büyük haksızlıktır."

"Bu gerçek ortadayken abuk sabuk bir takım yalanlarla, dolanlarla milletin kafasını karıştırmak doğru mu?" diyen Yıldırım, anayasanın değiştirililen ilk maddesinin, "yargı bağımsızdır" ibaresini bütün partilerin istediği "yargı bağımsız ve tarafsızdır" haline getirdikleri 9. maddesi olduğuna dikkati çekti.

 
Başbakan Yıldırım: Tek adamın olduğu ülkelere bakın, seçim yok, halkın iradesi yok

"İspat edin ben bütün görevlerimi bırakacağım"

Anayasanın ilk 8 maddesinde değişiklik olmadığının altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Nereden çıktı bu? Eğer bu anayasanın herhangi bir yerinde eyalet varsa, eyalet sistemine yol açacak bir madde varsa, ben bugün hem parti genel başkanlığını hem de Başbakanlık görevini anında bırakacağım. Biz hayatımızı bu iş için verdik. Mücadelemiz bunun için. Böyle bir iftirada bulunmak şehitlerimizin ruhunu incitmektir. Gazilerimize en büyük hakarettir. Buradan soruyorum; bu iftirayı atanlar aynı şeyi yapabilecekler mi? Burada açıkça söylüyorum. Getirin şu anayasanın neresinde eyalet varsa gösterin, ispat edin ben bütün görevlerimi bırakacağım. Siz aynı şeyi yapabilecek misiniz? Soruyorum.

Üniter devlet yapısı, tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan bunlar bizim vazgeçilmez dört prensibimizdir. Cumhurbaşkanımız, biz, başından beri hep bunu söylüyoruz. Milliyetçi, ülkücü kardeşlerimizin üniter devlet konusunda hassasiyeti neyse en az bizimki de o kadardır. Aşağı değildir."

"İftira dışında bir şey değil"

Anayasa değişikliğini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP ile beraber yaptıklarını anımsatan Yıldırım, "Bu konu bizim en öncelikli maddemizdi, husustu. Bu konulardaki o titiz çalışmaları şimdi lekelemek, kafa karıştırmak, muazzam bir reformu tartışılır hale getirmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Yapılan bu anayasa değişikliğini; içinde yer almayan hususlarla 'eyalet gelecek', 'eyalete kapı açılacak' gibi laflarla itibarsızlaştırmaya çalışanlar, toplumdan gerekli desteği bulamayanların başvurduğu bir iftira dışında bir şey değildir. Bunun özellikle bilinmesini istiyorum. Milletimiz bunu bilmelidir." ifadesini kullandı.

"FETÖ, PKK ve Avrupa'daki bazı ülkeler de aynı şeyi söylüyor"

Başbakan Yıldırım, bu konuda esas olanın anayasanın içinde yazılanlar ile Başbakan olarak kendisinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söyledikleri olduğunu, bunun dışında söylenenlerin hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığını vurguladı.

"Hayır" tarafında yer alanların bugüne kadar, "Her şey tek adam üzerinde toplanıyor. Tek adam, diktatörlük, otoriterleşme, padişahlık. Meclisin yetkileri tek adama veriliyor. Hükümet yetkisi tek adama veriliyor. Yargı tek adama veriliyor." dediğini anımsatan Yıldırım, FETÖ, PKK ve Avrupa'daki bazı ülkelerinde aynı şeyleri söylediğini bildirdi.

Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:

"Anamuhalefet partisi genel başkanı da onların ağzından konuşuyor. Kardeşim sen ana muhalefet partisinin genel başkanısın. Anayasa metnini açacaksın, okuyacaksın. Orada ne yazıyorsa ona göre konuşacaksın. Aklına geldiği gibi, başkalarından duyduğun gibi konuşamazsın. Bir sorumluluk taşıyorsun. Anamuhalefet demek iktidar alternatifi demektir. Peki ben şimdi sizlere, milletime soruyorum; siyasi partilerin seçime girdiği, patronun millet olduğu yerde tek adam, padişahlık olur mu? 5+5, ancak iki dönem görev yapılacak bir yerde diktatörlük, tek adamlık olur mu? Tek adam nasıl oluyor? Tek adamın olduğu ülkelere bakın; demokrasi, seçim, halkın iradesi yok. Belirli güçlerle, diktatörler ayakta kalıyor. Sonunda da yaptıkları zulüm sebebiyle millet isyan ediyor, alaşağı ediyor, hatta hayatını da sona erdiriyor.

Türkiye'nin 94 yıllık bir demokrasi tecrübesi, kültürü var. 1923'te kurulmuş bir Cumhuriyeti var. Cumhuriyeti kuranlar kan, can, şehit verdi. En zor şartlarında Türkiye, Osmanlı'dan sonra istiklal mücadelesini kazandı. Bu ülkeyi kuran, bize emanet eden Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla anıyoruz. Onlara şükran borcumuz var. Bizi herhangi bir ülkenin esareti altına sokmadılar. Topyekun bir mücadele ile bağımsızlığımızı kazandık ve bugün Allah'a şükür dünyanın birçok ülkesi arasında onurlu yerimizi aldık."

Yıldırım, Meclisin etkisiz hale geldiği eleştirilerine de değinerek, Meclisin mevcut halde araştırma yapabildiğini, yeni sistemde de araştırma yapacağını, mevcut sistemde genel görüşme yapabildiğini, yeni sistemde de yapabileceğini belirtti.

Binali Yıldırım, şunları kaydetti:

"Mevcut sistemde Meclis, soruşturma yapıyor. Yeni sistemde de yapıyor. Mevcut sistemde Mecliste milletvekilleri sözlü ve yazılı soru sorabiliyor. Yeni sistemde yazılı soru sorabiliyor. Sözle değil ama mevcut sistemde ister yazılı ister sözlü sorular sorulsun. Bakanlar cevap vermezse ne oluyor? Hiçbir müeyyidesi yok. Yeni sistemde soruyu soracak, 15 gün içinde bakan, başkan yardımcısı gereken cevabı verecek. 15 gün. Bir dilekçe bile 30 günde devlette cevaplandırılıyor. Bu mu Meclisi etkisiz hale getirmek?"

Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2017, 12:33
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153