Başbakan Erdoğan, Erciş'te deprem konutlarının teslim töreninde yaptığı konuşmada, yatırımcıların 'Terör gelir de benim fabrikamı yakarsa, bombalarsa' endişesiyle güneydoğu'ya yatırım yapmadığını belirterek, ''Eğer buralarda işsizlik varsa bundan dolayı var. İşte bunun önünü açmak için önce bu bölücü terör örgütü ve uzantısıyla benim Kürt kardeşim arasına duvar örmeli ki buraya yatırımcı rahat gelsin'' değerlendirmesinde bulundu.
Bölgeye yatırımın gelmesi için yapılan çalışmaları anlatan Erdoğan, bölgenin tamamen teşvik uygulaması içine alındığını hatırlatarak, ''Fabrika yapmak isteyene ücretsiz arazi veriyoruz, vergi muafiyeti getirdik. Niye yeter ki gelsinler buralarda fabrika yapsınlar ama buna rağmen korkuyor, buna rağmen gelmiyor. Yatırıma düşman olan hizmete huzura düşman olan sadece ve sadece insana düşmandır. Benim Vanlı kardeşim Ercişli kardeşim biliyorum ki her şeyi çok iyi görüyorsunuz, anlıyorsunuz kim kendisi için çalışıyor, çabalıyor, gecesini gündüzüne katarak gayret gösteriyor kim de her şeyi bozmak için, yıkmak için uğraşıyor bunu gayet iyi müşahede ediyorsunuz'' ifadelerini kullandı.
Bölgedeki BDP'li belediyelerin hizmetleriyle ilgili eleştirilerde bulunan Erdoğan, belediyelerin yapması gereken birçok hizmeti, hükümetlerinin yaptığını dile getirdi. Erdoğan, vatandaşlardan hizmete prim vermelerini, ideolojik yaklaşmamalarını istedi.
''BİZİM KALBİMİZİ BİR, NE HİSSEDİYORSAK ONU SÖYLÜYORUZ''
''Biz sizlere efendi olmaya gelmedik, biz sizlere hizmetkar olmaya geldik'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Değerli kardeşlerim Mevlana diyor ki 'Sen bensin işte, ben senim işte'. Biz böyle olacağız. Biz bütün vatandaşlarımızla az önce de söyledim Kürdü, Lazı, Türkü, Çerkezi, Boşnağı, Arabı, Gürcüsü, Zazası bütün kardeşlerimizle biriz, beraberiz. Bizim kalbimizi bir, ne hissediyorsak onu söylüyoruz biz herkesin karşısına gönlümüz elimizde çıkıyoruz. Bizim derdimiz hiçbir ayrım yapmaksızın 81 vilayetiyle 75 milyon insanıyla ülkemizi topyekün kalkındırmak. Bizim derdimiz hiçbir ayrım yapmaksızın, bütün vatandaşlarımızın daha güçlü, daha demokrasiyi yakalamış, daha geniş özgürlük, daha fazla hak hukuk sahibi olmalarını sağlamak. Biz 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında huzurlu, güvenli, müreffeh bir hayat yaşamayı arzuluyoruz.''
''PARMAKLA GÖSTERİLEN ÖRNEK ALINAN BİR TÜRKİYE'YE ULAŞTIK''
Erdoğan, 10 yıllık süreçte Türkiye'de önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
''AK Parti iktidarı bunu başardı. 1999 Marmara Depremi'nde bir yılda vatandaşına çadır veremeyen Türkiye'den, 2011 Van Depremi'nde bir yıl içinde kalıcı konutları bitirip teslim eden bir Türkiye'ye geldik. Yasakların esas, özgürlüklerin istisna olduğu bir Türkiye'den, özgürlüklerin esas yasakların istisna olduğu bir Türkiye'ye hep birlikte kavuştuk. Ekonominin ve siyasetin kırılganlığı yüzünden 'hasta adam' muamelesine tabi tutulan bir Türkiye'den, istikrarı, güveni, gücüyle parmakla gösterilen örnek alınan bir Türkiye'ye ulaştık. Bütün bunları sizinle başardık, bütün bunları terör örgütünün sabotaj çabalarına bu yolda önümüze çıkarılan nice engellere rağmen sizlerin desteğiyle başardık. Terör örgütünün de siyasi uzantılarının da onların önlerindeki arkalarındaki güçlerin de bunların gerçekleştirilmesinde hiçbir dahli yok, hiçbir katkısı yok.''
''Biz, sorunların çözümü için siyasi muhatap aradıkça onlar başka yerleri işaret ettiler''
Başbakan Erdoğan, terör örgütünün, siyasi uzantılarının ve onların önlerindeki, arkalarındaki güçlerin yatırımlara hiçbir katkıları olmadığına işaret ederek, şöyle devam etti:
''Bu BDP'liler bırakın Kürt kardeşlerimin haklarını korumayı, kendi partilerinin kapatılmasına engel olacak Anayasa değişikliğine dahi sahip çıkmayacak bir zihniyete sahiptirler. Biz, 'partiler kapatılmasın' diyoruz. BDP, 'partiler kapatılsın' diyerek Meclis'i terk ediyor. Bunları biliyorsunuz. Benim aziz milletimin artık bunlara karnı tok. Bunların sürekli gerilime yol açmaktan, sürekli çatışma görünümü oluşturmaktan, sürekli insanları tahrik edip güvenlik güçleriyle karşı karşıya getirmekten başka bir iş yaptıklarını gördünüz mü? Biz görmedik. Biz, sorunların çözümü için siyasi muhatap aradıkça onlar başka yerleri işaret ettiler. Kendilerine oy veren insanların iradesini değil başka odakların iradesini yansıtmaktan onların güdümünde hareket etmekten başka bir tavır ortaya koymadılar. Kendi iradesine ipotek koyduran, milletin iradesine sahip çıkamaz. Kendisine oy veren vatandaşla değil eli kanlı teröristle kucaklaşan, demokratik siyasete inanmış bir siyasetçi olamaz. Siyaset yapmakla, hizmet vermekle işiniz yok madem parti tabelalarını söküp yerlerine İmralı'ya veya Kandil'e mecburi istikamet gösteren trafik tabelalarını asın, onu asın daha isabetli olur. Hiç değilse bu şekilde milletimiz ne olduğunuzu, ne iş yaptığınızı bilir. Siyasi süreçler için boşuna size yönelmez.'' dedi.