banner171

Başörtülü vekil Meclis'te görev yapabilir

Başbakan Erdoğan, Kosava'ya gidiyor. Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan Hakan Fidan'ın arkasında olduklarını söyledi.

Başörtülü vekil Meclis'te görev yapabilir
 Erdoğan, TBMM'de başörtüsü serbestisi için, içtüzük değişikliğine gerek olmadığını, milletin seçtiği vekilin görev yapabileceğini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili iddialara ilişkin, "İsrail açıklamasını yaptığına göre, biz de o açıklamaya ister istemez inanmak durumundayız veya inanırız. Bunun dışında farklı ülkelerden farklı açıklamalar da bize gönderiliyor veya geliyor. Bizim için önemli olan, biz kendi bürokratlarımıza, teknokratlarımıza veya siyasi mücadeledeki arkadaşlarımıza, dediğimiz gibi müdellel her hangi bir şey olmadığı sürece, biz bu arkadaşlarımızı kimseye yedirmeyiz ve her zaman, göreve getirdiğimiz bu arkadaşlarımıza da sonuna kadar sahip çıkarız. Her zaman yanlarında, arkalarında oluruz" dedi. 

Erdoğan, Kosova'ya hareketi öncesi Esenboğa Havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

TBMM'DE BAŞÖRTÜSÜ SERBESTlİĞİ

Başörtülü milletvekiline yönelik açıklamalar hatırlatılarak, "Bir iç tüzük değişikliğine gerek var mı? Yoksa başörtülü bir milletvekili direk Meclise gelip siyaset yapabilir mi?" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, bu konuyla ilgili Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in daha önce açıklama yaptığını hatırlattı. 

Erdoğan, "Herhangi bir iç tüzük değişikliğine gerek yok. Şartlar buna müsaittir ve başörtülü olarak milletin seçtiği vekiller parlamentoda görev ifa edebilirler. AK Parti olarak da bu konuda tavrımız çok açıktır, nettir. Başından beri destekliyoruz, desteklemeye de devam edeceğiz" dedi.

HAKAN FİDAN İLE İLGİLİ YORUMLAR

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili iddialar ve İsrail Dışişleri Bakanlığının açıklamalarının hatırlatılarak, "Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz bir de açıklamalar üzerinden asıl hedefin AK Parti hükümeti ve başbakan olduğu yorumları yapılıyor, bu iddialara katılır mısınız? Siz hedef olduğunuzu düşünür müsünüz?" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, "Ağzı olan konuşur ve konuşuyor. Kimseye 'niye böyle konuştun, niye bu tür ifadeleri kullandın' deme hakkımız yok" değerlendirmesinde bulundu. 

Erdoğan, şöyle devam etti:

"İsrail açıklamasını yaptığına göre, biz de o açıklamaya ister istemez inanmak durumundayız veya inanırız. Bunun dışında farklı ülkelerden farklı açıklamalar da bize gönderiliyor veya geliyor. Bizim için önemli olan, biz kendi bürokratlarımıza, teknokratlarımıza veya siyasi mücadeledeki arkadaşlarımıza, dediğimiz gibi müdellel her hangi bir şey olmadığı sürece, biz bu arkadaşlarımızı kimseye yedirmeyiz ve her zaman, göreve getirdiğimiz bu arkadaşlarımıza da sonuna kadar sahip çıkarız. Her zaman yanlarında, arkalarında oluruz. Çünkü bunlar bizim yol arkadaşlarımızdır ve bu yol arkadaşlarımıza vefasızlık bizim kitabımızda, bizim değerlerimizde yoktur. 11 yıllık mücadelemizi biz bu arkadaşlarımızla, değişik alanlarda da görev yaptıkları halde beraber verdik. Bunun içinde TSK'daki arkadaşlarımız da var, bunun içinde MİT'deki arkadaşlarımız da var. Değişik bakanlıklardaki üst düzey görevlilerimiz var. Bunun yanında siyasilerimiz de var. Dediğim gibi müdellel her hangi bir önümüze belge gelmedikten sonra, biz hiç bir arkadaşımıza kalkıpda 'gazeteler yazdı, şu söyledi, bu söyledi' diye onlara yönelik her hangi bir tavır almayız." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB üyelik sürecinde yeni faslın açılacak olmasına ilişkin, "Bu karar olumlu bir adımdır ama bu tabii bizim için yeterli değildir. Çünkü çok daha hızla bazı adımların atılması gerekir zira kaybedilmiş gerçekten çok büyük zaman var" dedi.

ÇİN'DEN FÜZE ALIMI

Erdoğan, Kosova'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanında düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin füze savunma sistemiyle ilgili ihalede Çin'in ilk sırayı almasının ardından bazı tepkilerin geldiğini hatırlatarak, "Türkiye Çin ile sözleşme yapma kararlılığını sürdürüyor mu, yeni bir değerlendirme yapılma olasılığı var mı" sorusu üzerine Erdoğan, bununla ilgili daha önce de açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.

Bununla ilgili aranan bazı özelliklerden bahsettiğini belirten Erdoğan, füzelerin operasyonel kabiliyetlerinden fiyatlarının uygunluğuna, ortak üretim anlayışına varıncaya kadar birçok hususun olduğunu bildirdi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Çünkü biz böyle bir adımı attığımız zaman isteriz ki gelecekte biz bunun üretimini kendi ülkemizde de yapalım. Bununla ilgili böyle bir ortak üretime bir defa 'evet' denilmediği takdirde bu bizim için en önemli değerlendirme puanıdır. Kaldı ki Savunma Sanayi Müsteşarlığımız bütün bu teklifleri puanlama sistemine göre inceler bizim önümüze getirir, biz de İcra Konseyi Başkanlığı olarak, şahsım, Genelkurmay Başkanım ve Milli Savunma Bakanım olarak üçlü inceleriz, bakarız, dinleriz. Bunların hepsi bize anlatılır, bizi brife ederler yetkili olan teknik arkadaşlar gelirler bize bunun brifingini verirler, ondan sonra da orada değerlendirmeyi yapıp, nihai kararımızı veririz."

KİMSENİN GÖLGELEMEYE HAKKI YOK

Verilen kararın çoğunlukla aynı zamanda müsteşarlığı yetkilendirme kararı da olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Müsteşarlığa 'Siz görüşmeleri başlatın şu şu çerçevede, ona göre nihai kararı verelim' deriz. Şu anda en uygun şartlar puanlamada Çin'i göstermektedir. Tüm bu çalışmaları şu anda Çin ile müsteşarlık yetkilileri yapmaktadır ve NATO'nun bu konuda yapmış olduğu açıklamalar filan belirleyici değildir veya herhangi bir ülkenin yaptığı açıklamada bu konuda belirleyici değildir. NATO bu konularda bu kadar hassassa önce şu anda NATO üyesi olan birçok ülkede hala Rusya'nın bir defa silahları, onların envanterlerinde mevcuttur. Bunlar bizim elimizde bilgi olarak var. Daha bunları kendi envanterlerinden çıkarmamışlardır. Biz ise geleceğe yönelik şu anda bir adım atıyoruz ve bu atacağımız adımlarda da bütün laboratuvar çalışmalarında bizim elemanlarımız hazır bulunacaklar ve dolayısıyla biz o belirlenen konsepte zaten aykırı bir şey yok, kaldı ki daha kısa bir süre önce biz Çin ile ortak tatbikat da yaptık. Bunların hepsi NATO'nun bilgisi dahilindedir. Ama bizim bağımsızlık anlayışımızı kimsenin de gölgelemeye hakkı yoktur."

KAYBEDİLMİŞ BÜYÜK ZAMAN VAR

AB katılım müzakereleri çerçevesinde 3,5 yıldan sonra yeni fasılın açılmasına yönelik değerlendirmesi ile "Bunun geçikmeli bir adım olduğu" yönündeki görüşlere ilişkin değerlendirmesi sorulan Başbakan Erdoğan, "Gecikmeli de olsa bu 22'inci fasılla ilgili bu karar olumlu bir adımdır ama bu tabii bizim için yeterli değildir. Çünkü çok daha hızla bazı adımların atılması gerekir zira kaybedilmiş gerçekten çok büyük zaman var" yanıtını verdi. 

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kaldı ki zaman kaybedilirken 15 fasıl daha sonra 35 fasıla çıkarıldı, bir de bu vaka var. Bunların hepsi bizim bu 50 yıllık AB üyelik sürecinde yaşadığımız olaylardır. Müzakereci ülkeler olarak liderlerin katıldığı bir süreçten daha sonra liderlerin katılmadığı bir sürece girdik ki bu liderlerin katıldığı zirvelerin bizzat yaşayanıyım, bunlara katıldığım için bunları biliyorum. Ama Fransa'nın tabii Sarkozy dönemini kast ediyorum, bu işe müdahalesi özellikle bu süreci olumsuz etkiledi. O olumsuz süreç Sayın Hollande'nin seçilmesiyle şu anda son bulmuş gibi görünüyor. Çünkü Fransa'nın artık bu tür olumsuz yaklaşımları pek olmuyor. Temenni ederiz ki bundan sonraki süreçte Şansölye Merkel'in de bu konuda çok daha olumlu yaklaşacağını zannediyorum. Çünkü dönem başkanlığında biz üç faslı açtık her ne kadar kapatılmadıysa da ama üç faslı Almanya'nın dönem başkanlığında açtık. Bu Türkiye'ye yönelik Almanya'nın da Şansölye Merkel'in yaklaşımını göstermesi bakımından önemlidir. Ben inanıyorum ki bundan sonraki süreçte daha olumlu yaklaşımlar gerçekleşecek ve çok daha süratle yol alabileceğiz."

KAPISI KAPALI OLANIN KAPISINI ÇALMAYA GEREK YOK

Yeni anayasa çalışmaları kapsamında uzlaşılan 60 maddeye ilişkin CHP'nin tutuklu milletvekilerine yönelik şartı hatırlatılarak yeni bir şart konulması durumunda partisinin tavrı ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Bize gelmesinler kapımızı çalmasınlar" açıklamasına yönelik değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, "Kapısı kapalı olanın kapısını çalmaya gerek yok. Öyle bir arayış içerisinde de arkadaşlarımız değil" dedi. Bu konudaki daha önce yaptığı açıklamaları hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Üzerinde dört partinin mutabık kaldığı 48 maddeyle ilgili, madem bunların üzerinde mutabık kalınmıştır hemen süratle gelin bunları Meclis'ten geçirelim, Meclis çalışmaları yine Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını devam ettirsin, fakat üzerinde bu mutabık kalınan maddeleri Meclisten geçirelim. Buna tabii yanaşılmadı ama bu, süreçte 60 maddeye çıkarıldı. Şimdi üzerinde mutabık kalınan 60 madde var. Bu konuda da Sayın Kılıçdaroğlu, 'Bunları Meclisten geçirebiliriz' dedi. Tamam, madem Meclisten geçirebilirsin, biz de arkadaşlarımıza dedik ki "Görüşün, eğer mutabıksak diğer siyasi partilerin bu işe katılıp katılmaması hiç de önemli değil. CHP ile birlikte biz bu 60 maddeyi Meclisten geçirelim.' Şu anda arkadaşlarımla görüşmeden herhangi bir şey söylemeyeceğim.

ŞART KABUL ETMİYORUZ

Ama ben arkadaşlarıma sadece şunu söyledim, 'Herhangi bir bu noktada şart biz kabul etmiyoruz.' Çünkü üzerinde mutabık kalınan anayasa maddeleri bunlardır. Biz anayasa maddeleri üzerinde Mecliste çalışma yapacağız başka bir şey değil. Anayasa maddeleri üzerinde mutabık kalınan bu 60 madde üzerinde yapacağımıza göre 'Yok şunu da yaparsak...' Böyle bir şey yok. Biz anayasayı konuşuyoruz, başka şeyi konuşmuyoruz. Dolayısıyla herhangi bir şart ileri sürmeden bu 60 maddeyi görüşmeye varsalar yola devam ederiz, görüşmeye yoksalar bizim bu 60 maddeyle ilgili söyleyecek herhangi bir şeyimiz yok. Bundan sonra ki süreç tamamıyla Meclis Başkanının takdirindedir ve biz Meclis Başkanının bu konulardaki vereceği karara uyarız."

CENEVRE-2 KONFERANSI

Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda gelecek ay düzenlenecek Cenevre-2 Konferansı hatırlatılarak, konferanstan somut bir sonuç bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Londra'da 11 ülke temsilcisinin yer aldığı "Suriye'nin Dostları Grubu Dışişleri Bakanları Toplantısına" katıldığını anımsattı. 

Bu toplantı neticesinde Türkiye'nin de üzerinde ısrarla durduğu konularda mutabakat sağlandığını belirten Erdoğan, bu mutabakat üzerinden Cenevre'deki toplantıya gidileceğini söyledi. 

Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çıkan ortak bildiri veyahutta ortak karar özellikle Cenevre-2'de üzerinde durulacak olan konulardır. Ve burada tabii şu anda bir geçici hükümetin kurulması noktasının karara bağlanmış olması önem arz ediyor. İkincisi, Beşşar Esad gitmeden asla bir adım atılamayacağı noktasındaki bir ortak karar var; bu önemli. Bir de Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Arap Ligi gibi bu ülkelerin herhangi bir kararı olmadan bir karar verilemeyeceği noktasındaki bir mutabakat var. Bu önemlidir. Zira burada Suriye'ye en uzun sınırı olan ülke Türkiye. Türkiye'nin bu süreç içerisinde yüklendiği bir yük var. Artık 500 bini aştı, ülkemizde 600 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacı kardeşlerimiz var. Bunlara yönelik yaptığımız yatırımlar ortada. Bu yatırımları yaparken de dünyanın yaklaşımı ortada. Cenevre-2'yi göreceğiz ve Cenevre-2'de umut ederiz ki hayırlı, isabetli bir karar çıkar."  AA

Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2013, 13:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153