Dış politika gündeminde birçok önemli konuyu aynı anda takip ettiklerini, öncelikli konulardan birinin ise Suriye olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, ABD'nin Suriye'den çekilme kararının ardından sürecin nasıl koordine edileceğinin ele alındığını belirtti.
Çavuşoğlu, sürecin ABD ile nasıl koordine edileceğine ilişkin çalışmaların devam ettiğini belirterek, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ve Brett McGurk'ün yerine Küresel Koalisyon Özel Temsilcisi olarak atanan James Jeffrey'in Ankara temaslarında da bu konuların ele alındığını ifade etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Görüyoruz ki ABD'nin bu kararından ABD'yi vazgeçirmek için çaba sarfeden ülkeler de var. ABD içinde farklı sesler var. Tüm bunları konsolide etmeye çalışıyoruz. Muhataplarımızla bu konuları enine boyuna değerlendiriyoruz. Son günlerde, ABD'nin mazeret olarak, özellikle 'Kürtleri öldürmeyin' gibi söylemlerini de şiddetle reddettiğimizi zaten defaatle söyledik. Sayın Cumhurbaşkanımız da dün grup konuşmasında gayet açık net bir şekilde vurguladı. Burada, çekilmekte ABD'nin bazı zorlukları olduğunu görüyoruz. Bir terör örgütüyle bu kadar iç içe olduktan sonra, bu kadar angaje olduktan sonra terör örgütünden ayrılmak o kadar da kolay olmuyor. ABD'nin karşı karşıya kaldığı zorluklardan bir tanesi bu. Ama kendi içinde farklı kurumlardan farklı seslerin geldiğini de görüyoruz."
Türkiye'nin, Batılı muhatapların yanı sıra Astana formatında birlikte çalıştığı Rusya ve İran ile de bu süreci koordine etmek istediğini söyleyen Çavuşoğlu ayrıca, "Bugüne kadar İdlib mutabakatının uygulanmasında sorun yaşanmadı, bundan sonra da yaşanmasını arzu etmiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Doğacak boşluktan terör örgütleri faydalanmasın"
Çavuşoğlu, ABD'nin Suriye'den çekilme kararına ilişkin, "Buradan doğacak boşluktan terör örgütleri faydalanmasın. Ne DEAŞ, ne YPG/PKK. Bizim için hepsi aynıdır." dedi.
Başka sorunların da ortaya çıkmaması için Türkiye'nin, bugüne kadar birlikte çalıştığı ortaklarıyla da süreci değerlendirdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bu anlamda Moskova ziyaretimizi zaten takip etmiştiniz, aynı şekilde İran ile de yakın temas içindeyiz. Görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Seversiniz, sevmezsiniz yani bunu ABD ve diğer ülkeler için söylüyorum, İran da Suriye'de bir aktördür. Dolayısıyla, burada var olan aktörlerle yapıcı bir şekilde çalışmaya devam etmemiz lazım." diye konuştu.
Türkiye'nin terörle mücadele kararlılığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "YPG/PKK'nın Suriye topraklarında güçlenerek ülkemize tehdit oluşturmasının önüne geçmek için gerekli tedbirlerimizi aldık. Adımlarımızı nasıl Afrin'de attıysak, nasıl Fırat Kalkanı ile Fırat Nehri'nin batısında Cerablus bölgesinde ve El Bab'a kadar adımlarımızı attıysak, Fırat'ın doğusunda da bu adımları atmaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğiz." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) ile de temas halinde konunun insani boyutuna ilişkin çalışmalar yürüttüğüne dikkati çekerek, "Bir taraftan Türkiye'deki Suriyeli mülteciler, diğer taraftan şimdi Suriye'ye dönmeye başlayan 300 binden fazla Suriyeli ve diğerlerini, insani yardımları nasıl oluşturabiliriz, geri dönmeleri için neler yapabiliriz, bunları tüm uluslararası camia ile birlikte yürütmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Suriye'deki en önemli sürecin siyasi süreç olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, İdlib'deki mevcut durumun muhafaza edilmesinin önemine işaret etti.
Rusya ve İran ile bu konuda birlikte hareket edildiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Sahada zorluklar var ama bunların üstesinden geliyoruz. Bir taraftan rejimin siyasi çözüm yerine askeri çözümü tercih etmesi, diğer taraftan sahada radikal grupların olması ki son zamanlarda bazı çatışmalar da var, işimizi zorlaştırsa da bugüne kadar bu İdlib muhtırasının uygulanmasında bir sorun yaşanmadı. Bundan sonra da yaşanmasını arzu etmiyoruz." diye konuştu.
İdlib muhtırasının Suriye'de siyasi çözüm için çok önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu şöyle devam etti:
"Cenevre'de 3 dışişleri bakanı olarak bir araya geldiğimiz zaman BM Özel Temsilcisi ile beraber, anayasa komisyonu kurulması için çok önemli mesafe katettiğimizi söylemek isterim. Şimdi birkaç ismin dışında özellikle sivil toplum listesinde de bir mutabakat var. O isimler üzerinde de özellikle rejimin garantörleri olan Rusya ve İran'ın rejimle birlikte çalıştığını görüyoruz."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediğini vurgulayarak, "Suriye'nin istikrarı, barışı ve huzuru bizim için de çok önemlidir." dedi.
Irak
Irak'ta seçimden sonra kapsayıcı bir hükümet kurulduğunu, birkaç bakanın henüz atanmadığını hatırlatan Çavuşoğlu, Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih'in 3 Ocak'ta yaptığı Türkiye ziyaretinin son derece faydalı olduğunu söyledi. Irak'ın yeniden inşası için Türkiye'den beklentilerin yüksek olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bu ziyarette hem bu konunun hem de enerji, yeni sınır kapılarının açılması, ticaret, çifte gümrük vergilerinin önlenmesi, PKK ile mücadele gibi konuların ele alındığını aktardı.
Çavuşoğlu, Salih'in ziyaretinde, Türkiye'nin stratejik ilişki içinde olduğu komşu Irak ile ilişkilerin daha da geliştirilmesi konusunda mutabık kalındığını söyledi.
Türkiye'nin Pakistan ile de tarihi bağları olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Pakistan'ın Afganistan'da barışın sağlanabilmesi için oynayabileceği rolü çok iyi biliyoruz. NATO'da veya diğer platformlarda Pakistan'ı dışlayarak Afganistan'da herhangi bir adım atılamaz." dedi.
Çavuşoğlu, Rusya ile ilişkilere değinerek, Kırım gibi bazı konularda görüş ayrılığı bulunduğunu ancak bunun stratejik adımlar atmaya engel teşkil etmediğini söyledi.
"Önümüzdeki süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın da Rusya ziyareti olacak." diyen Çavuşoğlu, Soçi formatında üçlü zirvenin dönüşümlü olarak yine Rusya'da gerçekleştirileceğini aktardı.
Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda ise "Milli davamız dediğimiz Kıbrıs sürecinde de mayıs ayına kadar herhangi bir müzakere başlaması Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden dolayı gerçekçi görünmüyor. O zamana kadar gayriresmi şekilde tüm taraflarla görüşmelerimizi sürdürerek bu sefer neyi ve ne için müzakere edeceğimizi önceden tüm taraflar arasında, adada iki taraf ve garantör ülkeler arasında, bir mutabakata varılarak müzakerelere başlamasından yanayız. Aksi takdirde yine tüm çabalarımız yarıda kalacaktır." dedi.
Akdeniz'de sondajlar
Ege ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelere de değinen Çavuşoğlu, "Yeni gelecek platformumuzla beraber Kıbrıs etrafında sondajlara başlıyoruz." diye konuştu.
Fatih-1 gemisinin Alanya-1 bölgesinde sondaja başladığı bilgisini veren Çavuşoğlu, "İkinci gemimiz de ulaşmak üzere. Onu da Kıbrıs etrafına göndererek sondajlara başlayacağız." ifadesini kullandı. Kıbrıs Türk halkının hidrokarbon sondajındaki haklarını garanti altına almak istediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği ile ilişkilerde daha pozitif ortam oluşması için iki tarafın çabaları bulunduğunu kaydetti.
Avrupa ile ilişkiler
Çavuşoğlu, mayıstaki AP seçimleri öncesi bazı üye ülkelerde Türkiye karşıtlığının devam etmesini beklediklerini ve AB kurumları ile vize serbestisi, Gümrük Birliğinin güncellenmesi, göç mutabakatının devamı gibi konularda iş birliğinin sürdüğünü belirtti.
Reform Eylem Grubunun geçen yıl iki kez toplandığını hatırlatan Çavuşoğlu, Adalet Bakanlığının yargı reform stratejisi için çalışmalarını sürdürdüğünü, bu süreci AB ve Avrupa Konseyi ile birlikte sürdürdüklerini ifade etti.
Avrupa parlamentolarında ırkçı görüşe sahip üyelerin sayısının arttığını, hukuki görüş belirtmesi gereken Avrupa kurumlarında ideolojinin ağır bastığını görmeye başladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, bu nedenle Avrupa ile ilişkilere daha geniş bir vizyonla bakılması gerektiğini dile getirdi.
"Balkanlar'daki gerginlikten endişeliyiz"
Balkanlar'da artan gerginlikten Türkiye'nin endişe duyduğunu belirten Çavuşoğlu, "Batılı ülkelerle bazı diğer ülkeler arasında bir rekabet ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Diğer taraftan Kosova ile Sırbistan arasındaki artan gerginlik bölgede istikrarı etkiliyor." dedi.
Çavuşoğlu, Bosna Hersek'teki seçimden sonra henüz hükümetin kurulmaması ve Makedonya'da isim sorunun çözülmesinden sonra durumun hala kırılgan olduğunu ifade etti.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin bölgeye yapıcı katkılarının devam ettiğini belirterek, "Tüm bu gelişmeler Balkanlara daha fazla önem vermemiz gerektiğini gösteriyor." şeklinde konuştu.
"Yemen bu sene öncelikler arasında"
Çavuşoğlu, "Yemen sorununun çözülmesi bu sene önceliklerimiz arasında olacak." dedi. Yemen'deki insani krize işaret eden Çavuşoğlu, çok sayıda kişinin açlık ve hastalık gibi zor şartlar altında yaşadığını, insani yardımların ulaştırılmasında bile zorluklar yaşandığını anlattı.
İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) dönem başkanı olarak zirve başkanlığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığını hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki günlerde İİT Yemen Temas Grubu Toplantısı'nı ocak ayının sonunda ya da şubat ayında gerçekleştireceğiz. Zamanını Yemen Dışişleri Bakanı ile belirleyeceğiz. Yemen'deki savaşın bitmesi konusunda katkılarımızı sürdüreceğiz. Sadece BM'nin çabalarını desteklemek yetmez. Türkiye olarak da katkı sağlayacağız."
İstanbul'un BM merkezi olması
Türkiye'nin Medeniyetler İttifakı girişimini İspanya ile canlandırmak istediğini dile getiren Çavuşoğlu, girişimin merkezini İstanbul'a taşıma önerisi olduğunu, bunu BM ile değerlendirdiklerini, BM'nin de istemesi halinde merkezi İstanbul'a taşıyabileceklerini söyledi.
Çavuşoğlu, İstanbul'u New York, Cenevre ve Viyana'dan sonra BM'nin önemli bir merkezi haline getirmek istediklerini, bunun çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.
Güncelleme Tarihi: 09 Ocak 2019, 13:49