Tasarı, esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapanlara verilen cezayı artırıyor. Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişiye verilen 1 yıldan 7 yıla kadar olan hapis cezası, 4 yıldan 12 yıla çıkarılıyor.
Özellikle kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.
Tasarı, bölge idare mahkemelerinin oluşumunu yeniden düzenliyor.
Bölge idare mahkemeleri; başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşacak. Bölge idare mahkemelerinde, biri idare diğeri vergi olmak üzere en az 2 daire yer alacak. Gerekli hallerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığı'nın teklifi üzerine HSYK'ca artırılıp azaltılabilecek.
Bölge idare mahkemelerinin görevleri arasında, istinaf başvurularını inceleyip karara bağlamak da yer alacak. Bölge idare mahkemeleri ayrıca, yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlayacak.
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu, bölge idare mahkemesi başkanı ile daire başkanlarından oluşacak. Başkanlar kurulu eksiksiz toplanacak, çoğunlukla karar verecek.
Danıştay daire başkanı ve üyeleri, istekleri üzerine bölge idare mahkemesi başkan veya daire başkanı olarak atanabilecek. Her daire, bir başkan ve 2 üyenin katılımıyla toplanacak. Görüşmeler gizli yapılacak, kararlar çoğunlukla verilecek.
3 AY İÇİNDE BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ KURULACAK
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da öngörülen, tek hakimle çözümlenecek davalara ilişkin parasal sınırın her takvim yılı başında yeniden değerleme oranında arttırılması sırasında, 10 milyon lirayı aşmayan bölüm yerine bin lirayı aşmayan kısım dikkate alınmayacak.
Adalet Bakanlığı, tasarının yasalaşıp yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde bölge idare mahkemelerini kuracak. Mevcut bölge idare mahkemeleri, ilan tarihine kadar faaliyetlerine devam edecek. İlan tarihi itibarıyla, mevcut bölge idare mahkemelerinde bulunan dosyalar; yargı çevreleri dikkate alınarak kurulan bölge idare mahkemelerine devredilecek.
İVEDİ YARGILAMA USULÜ GELİYOR
Tasarı, idari yargılamaya "ivedi yargılama usulünü" getiriyor.
İvedi yargılama usulü, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri, acele kamulaştırma işlemleri, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları, Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri, Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çerçevesinde alınan Bakanlar Kurulu kararlarından doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanacak.
İvedi yargılama usulünde, dava açma süresi 30 gün olacak. 7 gün içinde ilk inceleme yapılacak, dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılacak.
Savunma süresi, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gün olacak, bu süre bir defaya mahsus en fazla 15 gün uzatılabilecek. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilecek kararlara itiraz edilemeyecek. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 1 ay içinde karara bağlanacak.
İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilinecek. Ancak konusu 5 bin lirayı geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında verilen idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacak.
Bölge idare mahkemelerinin temyize açık olmayan kararları kesin olacak.
İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamayacak.
HANGİ KARARLAR TEMYİZ EDİLECEK?
Tasarıya göre temyiz edilecek kararlar şunlar:
"Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin; düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları, konusu yüz bin lirayı aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar, belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davalar, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya 30 veya daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları, müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları ile imar planlar, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar ile Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nca itiraz üzerine verilen kararlar ile Boğaziçi Kanunu'nun uygulanmasından doğan davalarda verilen kararlar, Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde temyiz edilebilecek."
TEMYİZ EDİLECEK DİĞER KARARLAR
Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar, ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası ve kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar, liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar, Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çercevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ile Yap-İşlet-Devret Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un uygulanmasından doğan davalar, Serbest Bölgeler Kanunu'nun uygulanmasından doğan davalar, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun uygulanmasından doğan davalara da Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde temyiz imkanı getiriliyor.
Danıştay, temyiz incelemesi sonunda kararı hukuka uygun bulursa onayacak. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa kararı gerekçesini değiştirerek; kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa da kararı düzelterek onayacak.
Danıştay, temyiz incelemesi sonunda, görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunmasından dolayı kararı bozacak.
TEMYİZ İNCELEMESİ
Temyiz incelemesi sonucunda verilen karar, dosyayla birlikte kararı veren merciye gönderilecek. Temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine ilgili mercii, dosyayı öncelikle inceleyecek ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar verecek.
Bölge idare mahkemesi, Danıştay'ca verilen bozma kararına uyabileceği gibi kararında ısrar da edebilecek. Danıştay'ın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacak. Bölge idare mahkemesi, bozmaya uymayarak kararında ısrar ederse, ısrar kararının temyizi halinde, talep, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulu'nca incelenecek ve karara bağlanacak. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunlu olacak.
İdari yargıda istinaf kanun yolunun kabul edilmesinin zorunlu sonucu olarak, kanun yararına temyiz kurumunda değişiklik yapıldı. Buna göre, idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar aleyhine kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilecek.
Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacak. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanacak.
38 DAİRE OLDUĞU HÜKME BAĞLANDI
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda öngörülen parasal sınırların, her takvim yılı başında yeniden değerleme oranında artırılması sırasında bin Türk Lirası'nı aşmayan bölümü dikkate alınmayacak.
Yargıtay dairelerinin hukuk veya ceza dairesi olarak sayıları belirtilmeksizin toplam 38 daire olduğu hükme bağlandı. Bunların kaçının hukuk, kaçının ceza dairesi olacağına ve bu daireler arasındaki iş bölümüne Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından karar verilecek.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nu oluşturan daire başkanları ve üyelerin sayısı, daha katılımcı ve çoğulcu bir Kurul oluşturulmasını sağlamak amacıyla 8'den 12'ye çıkarılacak. Yedek üyelerin sayısı da 4'ten 8'e yükseltilecek. Böylece daha çok sayıda daire başkan ve üyelerinin Birinci Başkanlık Kurulu'nda temsili sağlanacak.
Başkanlar Kurulu'nun hazırladığı işbölümü karar tasarısı üzerinde, Büyük Genel Kurul'da değişiklik teklif edilebilmesi için gerekli 3'te 1 oranı, 10'da bir olacak şekilde değiştirilecek.
Yargıtay genel sekreter yardımcısı olabilmek için birinci sınıfa ayrılmış olma şartı aranacak.
BAZI ÜNVANLAR İÇİN KIDEM SÜRESİ UZAYACAK
TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısıyla, Yargıtay Kanunu'nda değişiklik yapılarak bazı unvanlar için kıdem süresi uzatılıyor.
Yargıtay Birinci Başkanı seçilmek için en az 10 yıl, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Birinci Başkanvekili ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili seçilebilmek için en az 5 yıl, daire başkanı seçilebilmek için ise en az 3 yıl süreyle Yargıtay üyeliği yapma zorunluluğu getiriliyor.
Tasarıyla, Yargıtay Genel Sekreteri'nin nitelikleri, seçimi ve görev süresi de düzenlenecek. Buna göre; Genel Sekreter, en az 5 yıl Yargıtay üyeliği yapmış olanlar arasından Yargıtay Birinci Başkanı tarafından seçilecek. Genel Sekreter, kural olarak iki yıl görev yapacak. Görevi sona eren genel sekreter, bir kez daha seçilebilecek.
HER ÜYE ANCAK BİR ADAYA OY VEREBİLECEK
Yargıtay tarafından aday gösterilecek beş aday içinden, Cumhurbaşkanı'nca seçilmesi öngörülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili için Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda aday gösterme sırasında, her üyenin ancak bir adaya oy verebilmesi esası getiriliyor.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'na, hukuk ve ceza daire başkanları arasından üçer asıl ve ikişer yedek üye, hukuk ve ceza dairelerinde üye olarak görev yapanlar arasından da üçer asıl ve ikişer yedek üye seçilecek. Böylece, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun üye sayısı 8'den 12'ye çıkarılacak. Ayrıca Birinci Başkanlık Kurulu'na üye seçilebilmek için, üç yıl süreyle Yargıtay üyeliğinde çalışmış olmak şartı aranacak.
Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun, ceza ve hukuk dairelerinin sayısı ile bu daireler arasındaki iş bölümüne ilişkin karar tasarısını hazırlayacak ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun onayına sunacak.
Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararının Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde Birinci Başkanlık Kurulu yeniden belirlenecek. Yeni oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu, dairelerin iş durumunu ve ihtiyaçlarını gözönünde bulundurarak Yargıtay'ın tüm üyelerinin hangi dairelerde görev yapacağını yeniden tespit edecek.
PERSONEL EĞİTİM MERKEZİ KURULACAK
Adalet Bakanlığı personelinin adaylık, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimini yapacak Personel Eğitim Merkezleri kurulacak. Adli ve idari yargı hakim ve savcılarına yönelik meslek içi eğitim ücretsiz olacak.
Tek hakimli asliye ticaret mahkemeleri, bazı davalar bakımından heyet mahkemeleri haline getirilecek. Yeni düzenleme ile asliye ticaret mahkemelerinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacak. Değeri 250 bin liranın üzerinde bulunan davalarda ticaret mahkemeleri heyet halinde karar verecek, 300 bin liranın altında kalan davalarda ise tek hakim karar verebilecek.
Sulh ceza mahkemeleri kaldırılacak, bu mahkemelerin görevi asliye ceza mahkemesine devredilecek. Soruşturma aşamasında hakim tarafından verilmesi gereken kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hakimliği kurulacak.
Tasarıyla, Yargıtay daire başkanı ve üyeleri arasından, bölge adliye mahkemesi başkanlığı ve daire başkanlıkları ile Cumhuriyet başsavcılığına atanma usulü yeniden düzenleniyor. Buna göre, Yargıtay daire başkanı ve üyeleri, HSYK'ca bölge adliye mahkemesi başkanlığına, daire başkanlıklarına ve Cumhuriyet başsavcılığına atanabilecek. Bu kişiler Yargıtay üyeliği sıfatını, kadrosunu, aylık ve ödeneği ile her türlü özlük haklarını muhafaza edecek. Bu görevde geçen süre Yargıtay üyeliğinde geçmiş sayılacak. Bu şekilde atananlar, Yargıtay üyeleri tarafından Yargıtay'da yapılan iş ve işlemlere katılamayacak ve HSYK üyeliği seçimleri hariç, Yargıtay'daki seçimlerde aday olamayacak ve oy kullanamayacak. Bu şekilde atananlar, istekleri üzerine Yargıtay'daki görevlerine geri dönebilecek.
Bölge adliye mahkemesi başkanı ve daire başkanları, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş; daire üyeleri ise en az birinci sınıfa ayrılmış olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından HSKY'ca atanacak. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcıları birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitkelikleri yitirmemiş; Cumhuriyet savcıları ise hakimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az 8 yıl görev yapan ve üstün başarısı ile bölge adliye mahkemesinde yararlı olacağı anlaşılan adli yargı hakim ve savcıları arasından HSYK'ca atanacak.
Tasarıyla, Adli yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin görev ve yetkilerine ilişkin kanunun, "bölge adliye mahkemesi başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcılarının şahsi suçlarıyla ilgili yapılacak soruşturma ve kovuşturma işlemlerini düzenleyen" fıkraya, hükmün daire başkanlarını da kapsayıp kapsamadığı tartışmalarına yol açmaması amacıyla "daire başkanları" ifadesi de ekleniyor.
Tasarıya göre, bölge adliye mahkemesi dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı temyiz yolu açık olacak.
Bölge adliye mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri Cumhuriyet başsavcılıkları ile bölge adliye mahkemeleri adalet komisyonlarının denetimlerini, ilgisine göre HSYK Başmüfettişleri de yapabilecek.
Yabancı bir ülkede işlenen ya da işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle ülkede bulunan bir yabancının iadesi, soruşturma aşamasında da gerçekleşebilecek.
HSYK MADDELERİ YENİDEN DÜZENLENDİ
Tasarı, kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olan, ancak Anayasa Mahkemesi'nin kısmen iptal ettiği Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısını, değişiklikten önceki haline döndüren düzenlemeleri de içeriyor.
HSYK Teftiş Kurulu Başkan ve başkan yardımcılarını HSYK Genel Kurulu'nun ataması, HSYK üyelerinin hangi dairede asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacağına Genel Kurul'un karar vermesi, Genel Kurul'un daire başkanını dairenin üyeleri arasından seçmesi tasarıya yeniden eklendi.
Buna göre, HSYK Genel Kurulu, Teftiş Kurulu Başkanı ve başkan yardımcılarını da atayacak. Genel Kurul, üyelerin hangi dairede asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacağına seçimle karar verecek. Genel Kurul, her dairenin kendi üyeleri arasından bir üyeyi o dairenin başkanı olarak seçecek. Adalet Bakanlığı Müsteşarı daire başkanı seçilemeyecek.
Genel Kurul, tetkik hakimliğine; hakimlik ve savcılık mesleğinde en az 5 yıl görev yapan ve üstün başarısı ile kurul hizmetlerinde yararlı olacağı anlaşılanlar arasından muvafakatları alarak, geçici veya sürekli çalıştırılmak üzere atama yapacak.
HSYK PERSONELİ TAŞRAYA ATANABİLECEK
HSYK Genel Kurulu'nda görev yapan 657 sayılı kanuna tabi personel, genel sekreterin teklifi ve başkanın uygun görmesi üzerine, mükteseplerine uygun olarak Adalet Bakanlığı'nın merkez ve taşra teşkilatına atanabilecek.
Kurul müfettişleri, görevlerini yerine getirirken Teftiş Kurulu Başkanına; Teftiş Kurulu Başkanı ise HSYK Genel Kurulu'na karşı sorumlu olacak. Mevcut düzenlemede Teftiş Kurulu Başkanı, HSYK Başkanı'na karşı sorumluydu.
Teftiş Kurulu Başkanı ve başkan yardımcıları, birinci sınıf hakim ve savcılar arasından muvafakatleri alınarak Genel Kurul tarafından atanacak. Mevcut düzenlemede Teftiş Kurulu Başkan ve yardımcıları HSYK Başkanı tarafından atanıyordu.
Kurul müfettişleri, hakimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az 5 yıl görev yapmış ve üstün başarısıyla kurul müfettişliği hizmetinde yararlı olacağı anlaşılanlar arasından muvafakatleri alınarak Genel Kurul tarafından atanacak.
Teftiş Kurulu Başkanı; kanun, tüzük ve yönetmeliklerde gösterilen veya ilgili daire başkanı tarafından verilen benzeri görevleri yapacak veya yaptıracak. Mevcut düzenlemede, HSYK Başkanı'nın verdiği görevleri yapıyordu.
Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üye, birinci sınıf adli ve idari yargı hakim ve savcıları arasından seçilecek kurul üyeliği için her hakim ve savcı; kendi aralarından seçilecek asıl ve yedek üyelerin toplam sayısı kadar aday için oy kullanabilecek; daha fazla sayıda aday için oy verilmesi durumunda oy pusulası geçersiz sayılacak. En fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olacak.
HSYK Başkanı gereken hallerde Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilecek. Üye tam sayısının salt çoğunluğunun, görüşülecek konuyu da belirten yazılı talebi üzerine Başkan Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağıracak.
HSYK ÜYELERİNİN DİSİPLİN SORUŞTURMASINI GENEL KURUL YAPACAK
HSYK üyeleri hakkındaki disiplin soruşturması ve kovuşturması, eskiden olduğu gibi HSYK Genel Kurulu tarafından yapılacak. HSYK Başkanı, ihbar veya şikayeti doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra Genel Kurul'a sunacak. Yapılan görüşme sonucunda, soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verilecek. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde üyeler arasından gizli oyla üç kişilik soruşturma kurulu seçilecek. Soruşturma kuruluna en yüksek oyu alan, oyların eşit olması halinde yaşça büyük üye başkanlık edecek.
Kurulun seçimle gelen üyelerinin görevleriyle ilgili suçları ile kişisel suçları hakkındaki soruşturma ve kovuşturma izni işlemleri Genel Kurul tarafından; kovuşturma açılması kararı ve kovuşturma mercilerinin belirlenmesi ise gösterilen yetkili mercilerce yapılacak.
SİYASİ PARTİYE USULSÜZ ÜYE KAYDEDİLMESİ
Siyasi partiye yazılı üyelik başvurusu bulunmayan veya mevcut olmayan kişileri gerçeğe aykırı üye kaydedenlere 3 aydan 1 yıla kadar hapis ve 50 günden 20 güne kadar adli para cezası verilecek.
Siyasi Partiler Kanunu'na göre tutulacak sicil, dosya, defter ve kayıtlar, elektronik ortamda da tutulabilecek. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek ve onaylatılarak kullanılabilecek. Onaylı sayfalar kullanıldıktan sonra defter haline getirilerek muhafaza edilecek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda, siyasi parti sicillerine işlenmek üzere elektronik ortamda veri aktarımı ancak siyasi parti genel merkezleri tarafından ve bu işlerle görevlendirilecek kişilerce yerine getirilecek.
CİNS*L SUÇLARIN CEZASI ARTIRILIYOR
Cins*l davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Çocuğu cins*l yönden istismar eden kişiye, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası uygulanacak.
Tasarıya göre, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Cins*l davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde verilecek ceza 2 yıl ile 5 yıl arasında olacak.
Suçun, vücuda organ ya da bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilecek. Bu suçun eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlı olacak.
Suçun; beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından, silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde bu cezalar yarı oranında artırılacak.
Cins*l saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin, kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacak. Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.
CİNS*L İSTİSMAR YENİDEN TANIMLANIYOR
Çocuğu cins*l yönden istismar eden kişi, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Cins*l istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde verilecek ceza 4 yıl ile 8 yıl arasında olacak.
Tasarıda cinsel istismarın tanımı da yeniden yapılıyor. Buna göre, cins*l istismar deyiminden; 15 yaşını tamamlamamış ya da tamamlamış olmakla birlikte, suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cins*l davranış, diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cins*l davranışlar anlaşılacak.
Cins*l istismarın vücuda organ ya da bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası verilecek.
Suçun; birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım ya da gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından ve kamu görevinin ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılacak.
Cins*l istismarın, çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde de cezalar yarı oranında fazlalaştırılacak.
Cins*l istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacak. Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.
Ens*st ilişkide 15 yıla kadar hapis cezası
Cebir, tehdit ve hile olmaksızın 15 yaşını bitirmiş olan çocukla cins*l ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Tasarı, ens*st ilişkilere ilişkin cezaları da yeniden düzenliyor. Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın aynı ceza uygulanacak.
CİNS*L TACİZ SUÇLARI
Bir kimseyi cins*l amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına ya da adli para cezasına hükmolunacak. Ancak suçun çocuğa karşı işlenmesi halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Suçun; kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım ya da gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde ve teşhir suretiyle işlenmesi halinde bu ceza yarı oranında artırılacak.
Bu suç nedeniyle mağdur işi bırakmak, okuldan ya da ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamayacak.
HIRSIZLIKTA KAMU HİZMETİ AKSARSA İKİ KAT CEZA
Tasarı, nitelikli hırsızlık suçlarında uygulanacak cezaları da artırıyor. Buna göre, nitelikli hırsızlık olarak tanımlanan suçlarda 2 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezası, 3 yıldan 7 yıla kadar çıkarılacak.
Suçun; kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak işlenmesi, elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle işlenmesi, doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak işlenmesi, haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle işlenmesi, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi, tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak işlenmesi, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya ile ilgili işlenmesi halinde bu ceza, 5 yıldan 10 yıla kadar şeklinde uygulanacak.
Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu ya da havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde, cezalar yarısından iki katına kadar artırılacak.
ÇOCUKLARA UYUŞTURUCU VERMENİN CEZASI 15 YILDAN AZ OLMAYACAK
Tasarı, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi için verilen "10 yıldan az olmamak üzere hapis" cezasını, "20 yıldan 30 yıla kadar" artırıyor.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına çarptırılacak. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen ya da satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası 15 yıldan az olamayacak.
Bu suçların, 3 ya da daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılacak.
UYUŞTURUCU KULLANAN VE KULLANIMINI KOLAYLAŞTIRANLARIN CEZASI ARTIRILIYOR
Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı, uyuşturucu madde kullanmak için satın alan, bulunduran, kullanan ve kullanımını kolaylaştıranlara verilen hapis cezalarını artırıyor.
Tasarıyla, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma ve özendirme suçunun 2 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezası, 5 yıldan 10 yıla kadar olacak şekilde değiştiriliyor.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden, bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar, 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada 5 yıl süreyle kamu davası açılmasının ertelenmesine karar verilecek. Cumhuriyet savcısı şüpheliyi, erteleme süresi zarfında yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği taktirde ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyaracak. Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanacak.
Kişinin, erteleme süresi zarfında yükümlülüklerine veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi, bulundurması veya kullanması halinde kamu davası açılacak.
Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk halleri de dahil olmak üzere, hakimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak devlet aleyhine açılabilecek. Devlet, ödediği tazminatı, görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine bir yıl içinde rücu edecek.
Düzenleme yürürlüğe girdiği tarihte suç soruşturması ve kovuşturması sırasında yapılan her türlü işlem veya alınan karar nedeniyle hakimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında hukuk mahkemelerinde açılan ve devam eden tazminat davasına ilişkin dosyalar mahkemesince, temyizdeki dosyalar ise incelenmeksizin yetkili ağır ceza mahkemelerine gönderilecek.
Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle cezası hapse çevrilen hükümlüler, denetimli serbestlikten yararlanamayacak.
Suçtan zarar görenler, takipsizlik kararlarına karşı en yakın yerdeki ağır ceza mahkemesine değil, aynı yerdeki ağır ceza mahkemesinin bulunduğu sulh ceza hakimliğine itiraz edecek.
Sulh ceza hakimliği, karar vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görürse o yerin Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilecek. İtirazı reddetmesi halinde kararını gerekçeli olarak verecek, itiraz edeni giderlere mahkum edecek ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde, sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin yükümlülükleri serbest denetim müdürlükleri belirleyecek ve hangisinin uygulanacağına en fazla 1 yıllığına mahkeme karar verecek.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ
Bölge adliye mahkemelerinin dosya üzerindeki ön inceleme sonucu verilecek kararları itiraza tabi olacak.
Tasarı, Yargıtay'ın bazı temyiz incelemesi yetkilerini de bölge adliye mahkemelerine devrediyor.
Bölge adliye mahkemeleri, yerel mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterildiği halde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmışsa, sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmışsa, artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddi hata yapılmışsa, suçun belirlenmesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmişse, Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanunu'na göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa, bunları düzelterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verecek.
Bölge adliye mahkemesi, duruşma sonunda istinaf başvurusunu esastan reddedecek veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak, yeniden hüküm kuracak.
Adli para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen her türlü bölge adliye mahkemesi kararı temyiz edilemeyecek. On yıl veya daha az hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ise temyiz edilebilecek.
Bölge adliye mahkemelerinin sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarıyla ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları; ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlarla ilgili adli para cezalarına ilişkin her türlü kararları; davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarıyla ilgili bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar temyiz edilemeyecek.
AĞIR HASTALARIN TAHLİYESİ KOLAYLAŞIYOR
Tasarıyla, ağır hastalık ya da engellilik nedeniyle cezanın infazının geri bırakılması şartlarında da daha net düzenlemeye gidiliyor.
Cezanın infazının geri bırakılması koşulu olarak, "toplum güvenliği bakımından tehlikelilik" unsuruna "ağır ve somut bir tehlike" kriteri ekleniyor. Böylece, ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum bakımından ağır ve somut bir tehlike oluşturmayan mahkumların cezalarının infazının geri bırakılması amaçlanıyor. Düzenlemeye göre, ağır ve somut tehlike açıkça belirlenmediği ve gerekçelendirilmediği takdirde bu mahkumların cezasının infazı geri bırakılabilecek.
KOŞULLU SALIVERİLME SÜRELERİ YENİDEN DÜZENLENİYOR
Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'yla 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu'nun 108. maddesinde değişiklik yapılarak, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkum olanlara uygulanacak koşullu salıverilme süreleri yeniden düzenleniyor.
Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrerler, infaz hakimi kararı ile disiplin hapsine tabi tutulacak. Disiplin hapsinin süresi 15 günden az ve 3 aydan fazla olamayacak.
Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının 39 yılının, müebbet hapis cezasının 33 yılının, süreli hapis cezasının dörtte üçünün infaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilecek.
Koşullu salıverme süreleri, TCK'nın 102. maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103. maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismar suçundan, 104. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında da uygulanacak.
Bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde "tıbbi tedaviye tabi tutulmak", "tedavi amaçlı programlara katılmak", "suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak", "mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak", "çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak", "çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak" tedavi ve yükümlülüklere karar verilebilecek.
Bu tedbirler, çocuk failler hakkında uygulanmayacak.
DOSYALAR 1 AY İÇİNDE DEVREDİLECEK
Düzenleme yürürlüğe girdiği tarihte sulh ceza mahkemeleri kaldırılmış olacak; 20 gün içinde sulh ceza hakimlikleri kurulacak.
Düzenleme yürürlüğe girdiğinde sulh ceza mahkemelerinde görülen dava dosyaları, bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredilecek.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerince verilen kararlardan Yargıtay incelemesinde olanlar hakkında sadece görev nedeniyle bozma kararı verilemeyecek.
Sulh ceza hakimlikleri faaliyete geçirilinceye kadar, sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren her türlü kararı vermeye, kaldırılan sulh ceza mahkemeleri yetkili olacak.
Tasarıya eklenen geçici maddeyle, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, TCK'nın 191. maddesine göre kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da kullanma suçu nedeniyle hakkında kovuşturma yapılan kişilerle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecek.
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak tebligatlar, elektronik ortamda yapılabilecek ve tebligata elektronik ortamda cevap verilmesi istenebilecek.
Elektronik tebligata ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilen kişi, kurum veya kuruluşlara her tespit için 10 bin lira idari para cezası verilecek. Bir yıl içinde uygulanacak idari para cezasının toplam tutarı 250 bin lirayı geçemeyecek.
Banka ve finans gibi kuruluşlarının, işlem yapanların kimliklerini tespit etmeme ve şüpheli durumu bildirme gibi yükümlülüklerini yerine getirmediklerinde verilecek idari para cezası, her bir yükümlülük için ihlalin yapıldığı yıl itibarıyla iki kat uygulanacak, ancak 2 milyon lirayı, bunlar dışında kalan yükümlüler için 500 bin lirayı aşamayacak. Üst tutardan ceza uygulanan yükümlüler nezdinde takip eden yılda aynı neviden bir yükümlülük ihlali olması durumunda bu limitler iki kat uygulanacak. Yükümlülüğün ihlal edildiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra idari para cezası verilemeyecek.
SİYASİ PARTİLERE BENZER AMBLEM YASAĞI
Tasarı, siyasi partilerin amblem kullanmasına da sınırlama getiriyor. Tüzüklerinde Anayasa Mahkemesi’nce temelli kapatılan veya siyasi parti siciline kayıtlı bulunan siyasi partilerin isimleri, amblemleri ve rumuzlarını aynen veya iltibasa mahal verecek şekilde kabul eden veya kullanan siyasi parti aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet başsavcılığınca resen veya ilgili siyasi partinin talebi üzerine yazıyla başvurulacak.
Anayasa Mahkemesi, 30 gün içinde isim, amblem ve rumuzların siyasi partiler siciline kayıt önceliğine göre yapacağı incelemede aykırılık görmesi halinde ihtar kararı verecek. Bu kararın ilgili siyasi partiye tebliği üzerinden 30 gün geçtikten sonra, o siyasi parti söz konusu isim, amblem ve rumuzları hiçbir şekilde kullanamayacak.
Sulh ceza hakimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hakimliğinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen hakimliğe, o yerde tek sulh ceza hakimliği varsa en yakın sulh ceza hakimliğine ait olacak. En yakın sulh ceza hakimliğinin belirlenmesine HSYK 3. Dairesi yetkili olacak.
Tasarıyla, Adalet Bakanlığı'na 588 kadro ihdas ediliyor.
KAYNAK: AA
Güncelleme Tarihi: 30 Mayıs 2014, 00:23