Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin, "Yurtta Erdoğan, cihanda Erdoğan" başlıklı yazısında bugün gerçekleşecek Almanya ziyaretini yazdı. Yetkin bugünkü köşesinde iki soru yöneltiyor Erdoğan'ın ziyaretiyle ilgili.
SEÇİM KAMPANYASINI ALMANYA'DAN MI BAŞLATACAK?
"Tabii bir gerçeklik, bir de algı var: Erdoğan, ağustostaki cumhurbaşkanlığı seçimi için kampanyasını acaba Almanya’dan mı başlatacak? Tam da işsizlik ve yabancı düşmanlığının tırmanışta olduğu bir döneme denk gelen Avrupa Parlamentosu seçimlerinin arefesinde, Erdoğan’ın çıkışı sağcı, ırkçı eğilimde partilerin güçlenmesine mi yol açacak? "
Yetkin, Merkel dahil Alman partilerin "Erdoğan gelmesin" kampanyasının Türkler üzerinde ters teptiğini yazdı. Yazar, kendisini Berlin'de havaalanına götüren taksi şoförü İbrahim Bey'in sözleriyle bu durumu açıkladı:
ALMANLAR ÜÇÜNCÜ SINIF DEĞİL İKİNCİ SINIF OLARAK BAKIYOR
(...)Erdoğan geldi, o diklendikçe, ekonomi de güçlendikçe bize buradaki bakış da farklılaştı. Artık bize üçüncü sınıf değil, ikinci sınıf olarak bakıyorlar.” İbrahim Bey zaten Almanların Türklere kendileri ya da Fransız, İngiliz, Hollandalı gibi bakmayacağından emindi.
Ama artık “Mesela Arap gibi değil, Yunanlı gibi, Doğu Avrupalı gibi bakıyorlardı”. İyi mi?
Bu, Alman devletinin 1960’tan son dönemlere dek neredeyse 40 yıl izlediği siyasetin de bir tortusudur.
Erdoğan, şimdi bu tortunun 11 Eylül 2001 El Kaide eylemlerinden bu yana artan İslamofobi boyutu üzerinden Türk iç siyasetine puan toplamaktadır; işin stratejik boyutu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dün miting güvenliği bağlamında dediği üzere, Almanya’nın sorunudur. "
DIŞARIDA DA AGRESİF
Erdoğan'ın 30 Mart seçim sonuçlarıyla dozunu yükselttiği siyasi asabiyesini, Almanya ziyaretiyle dışarıda da denemeye karar verdiğini savunan yazar, yazısını şöyle tamamladı:
Önceki gün (22 Mayıs) TOBB Genel Kurulu’nda bu asabiyeyi terk etmeyeceğini, terk etmek istemediğini gösterdi.
Zaten daha başta Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan kendisinden başka hiçbir siyasinin davet edilmemesini istemişti. O olmayınca, kürsüden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Ben diktatör olsam, sen meydan meydan dolaşamazsın” dedi, sonra da salonu terk etti.
Bazı meslektaşlar ertesi gün buna söz düellosu yorumu filan dediler. Oysa bu daha çok bir vur-kaç saldırısıydı.
Erdoğan yurtta yaptığını cihanda da yapabileceğine, yurtta neyse cihanda da o olabileceğine inanmış görünüyor.
Köln’deki mitingde bunun bir başka şekli olacak gibi. Türkiye kökenlilerin toplam nüfusun yüzde beşini oluşturduğu Almanya’da, Alman hükümetinin “Sorunlarınızı buraya taşımayın” diye bir yalvarmadığının kaldığı bir durumda bu asabiyenin ne tür bir sonuca varacağını kestirmek gerçekten güç
Güncelleme Tarihi: 24 Mayıs 2014, 11:31
