Daha derin ve daha yıkıcı krizlerin yaşanmaması için başta gelişmiş devletler olmak üzere, dünya üzerindeki her ülkenin tüketim, hırs ve bencillik üzerine kurulu ekonomik anlayışlarını gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
''D-8 olarak bu yeni anlayışın şekillenmesine ve benimsenmesine öncülük edebileceğimize inanıyorum. Zira 1 milyarın üzerinde yaklaşık bir nüfusa sahip topluluğuz. Öyleyse dayanışmamız bizi çok daha güçlü kılabilir. Bölgemizde ekonomik kalkınma ve refahın, huzur ve istikrarın bölgesel barıştan geçtiği hepimizin malumudur. Bölgesel savaşların, çatışmaların, terörün ve anlaşmazlıkların olduğu bir ortamda hiçbir ülke sadece kendi sınırları içinde refah, istikrar ve ekonomik kalkınmayı tam anlamıyla tesis edemez.
Özellikle burada ekonomiyle demokrasiyi atbaşı götürmek zorundayız. Bunu başarmaya mecburuz. Bunu başaramadığımız sürece, ekonomide ortaya güçlü bir performans koymamız da mümkün olmayacaktır. Bu noktada bölgemizi son yıllarda tehdit eden bu tür savaşlar, bu tür iç savaş veya çekişmeler bizim ekonomik performansımızı da aşağı çekmektedir. Bu konudaki hassasiyetimizin artması bana göre çok çok önemlidir. Özellikle bizler müslümanız. Bizler şahsi beklentilerimizden, makamlarımızdan, diplomasiden öte öncelikle birbirimizin kardeşiyiz ve birbirimize karşı sorumluyuz. Hiç kimsenin veya hiçbir ülkenin, sırf kendi çıkarı için bölgede akan kana seyirci kalma, daha fazla masumun kanının akıtılmasına destek verme hakkı yoktur ve olamaz."
Erdoğan, D-8'i, bölgeyi ve bölgedeki tüm ülkelerin refah ve huzurunu tehdit eden konularda da etkin bir tutum almaya davet etti.
Güncelleme Tarihi: 22 Kasım 2012, 15:37