AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, haysiyetiyle oynamakla suçladığı 17 Aralık soruşturmasını yürüten savcı Mehmet Yüzgeç'e ateş püskürdü.
Eski bakan Erdoğan Bayraktar için hazırlanan fezlekeye adının sonradan şüpheli sıfatıyla eklenmesine isyan eden Soylu, Bahçeşehir'de halkın ortak kullandığı mahkemelik olan araziyi savunduğu telefon görüşmelerinin başka bir arazi meselesinin içine yerleştirildiğini açıkladı.
Soylu, "savcı müsveddesi" ifadesini kullandığı Yüzgeç'e "Bu işle ilgili kim bu davada bugünden sonra sulh yoluyla vazgeçerse bile ömrüm boyunca bu savcının bütün pençelerim, boğazında ve kursağında olacak." sözleriyle tepkisini dile getirdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, TGRT Haber Televizyonu’nda ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suncunun muhalefetin yolsuzluk iddialarıyla ilgili sorusuna cevap veren Soylu'nun açıklamaları gündeme oturacak:
BAŞBAKANIN NASIL İFTİRALARLA KARŞI KARŞIYA KALDIĞINI KENDİ ÜZERİMDEN ANLATACAĞIM
"Kamuoyu şu anda söyleyeceğim meseleyi hiç bilmiyor. Muhalefetin de vicdanı varsa kamuoyunun vicdanı varsa, hakimlik teminatı denilen anlayış hukukta söz konusuysa bunu kendi üzerindem anlatacağım. Nasıl bir operasyonla karşı karşıya kaldığımızı ve Türkiye nasıl bir darbeyle karşı karşıya kaldığımızı nasıl bir başkananın iftiralarla karşı karşıya kaldığını kendi üzerimden anlatacağım.
BÜTÜN TÜRKİYE DİNLESİN ÖLÜMDEN ÖTE KÖY YOK
Dün gece bir mesele öğrendim. 17 Aralık operasyonuyla ilgili savcı müsveddesi TBMM'ye Adalet Bakanlığı üzerinden gösterdiği fezlekede benim ismimi şüpheli olarak koyuyor. Savcı müsveddesi diyor. Allah şahittir. Son söyleceğimi ilk söylüyorum. Bütün Türkiye dinlesin. Ölümden öte köy yok. Hayatımızda biz itibarla, namusumuzla, onurumuzla siyaset yapmayı kendimize ilke edinen bir anlayışın içinden geliyoruz. Çocuklarımızın yüzüne bakamayacaksak, ailemizin yüzüne bakamayacak siyaset yapmak bize haram olsun.
BÜTÜN PENÇELERİM BOĞAZINDA VE KURSAĞINDA OLACAK
Bu işle ilgili kim bu davada bugünden sonra sulh yoluyla vazgeçerse bile ömrüm boyunca bu savcının bütün pençelerim, boğazında ve kursağında olacak. Tam anlamıyla boğazında ve kursağında olacak. Ona hukuken de elindeki bütün haklarla birlikte hayatın ne olduğunu göstereceğim. Kolay değil insanların şahsiyetiyle onuruyla oynamak ve ondan sonra da bir yerlerde hoşgörü arıyoruz, diyalog arıyoruz. Bunlarla birlikte hayatı tanzim edeceğiz. Biz size iyi bakıyoruz demek.
Bakın bana televizyonlarınızan iftira atabilirsiniz. Beni dizi filmlerinizde itibarızlaştırmaya çalışabilirsiniz. Beni müptezel adamlarınız sayesinde sosyal medyayla ilgili bir takım farklı kampanyalar içerisine koyup orada itibarsızlaştırmaya çalışabilirsiniz. Bir siyasetçi bunları düşünmüyor ve bunları karşılamayacaksa siyaset yapmasın zaten. Ama öteki mesele başka şeydir.
SONRADAN İLAVEYLE BİRLİKTE ADIM ŞÜPHELİ GEÇİYOR
17 Aralık operasyonunda bir bakanın fezlekesinde adım şüpheli olarak geçiyor. Sonradan ilaveyle birlikte. Sebebi de madalya alacağım. Belki de çevreciler tarafından ödüllendirileceğim bir mesele dolayısıyla.
HERKESİN ORTAK KULLANDIĞI ARAZİYLE İLGİLİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ BENİ RAHATSIZ ETTİ
Biz Bahçeşehir'de oturuyoruz. Gezi olayları başlamadan önce bizim gölet denilen arazimiz var orada. Bakın nereden nasıl ilişkilendirip ve sonradan bu yaptığım açıklamalardan sonra. Duruyorum şuramda daha çok şey var. Bunları önemli bir şekilde anlatacağım. Bundan sonrakileri de daha sonrak seviyelerde anlatacağım.
BANA BAHÇEŞEHİR SAKİNLERİ TARAFINDAN DİLE GETİRİLDİ
O araziyle ilgili gölet bizim yürüyüş yaptığımız spor yaptığımız orada bütün siyasi parti mensuplarının alevisinin sünnisinin kürdünün hep beraber olduğu birbiriyle selamlaştığı hoş bir ortam orası. Sonra burayla ilgili imar planı değişikliği ortaya çıktı. İlgili şirketin arazisiymiş orası, mahkemeye vermiş. Bu bana Bahçeşehir'de yaşayan sakinler tarafından getirildi. Bu beni rahatsız etti.
İlgili belediye başkanıyla ilgili bakanla görüşerek bunun yanlış bir iş olduğunu ve bu öbür adamların hukuksal olarak haklı olsa bile bakanlığın ve belediyenin devreye girerek bu milletin rahat nefes aldığı güzel gölet ortamının ortadan kalkmaması lazım geldiğini oradaki bütün şahitlerin huzurunda bir şekilde devam ettirdik.
BURADA YANLIŞ YAPILIYOR
Sonra bu davada adı geçen ve 19 yıl bu görevlerde çalışan bir akrabama telefon açıp cümlelerim tapelerde daha fazla. 'Bakın burada yanlış yapılıyor. 15-20 bin insan Gezi olaylarından hemen sonra burada bu işi protesto edecek, bu yanlış bir şeydir. Partimiz açısından da burada hakkaniyet açısından da doğru bir iş değildir' diye tapede var.
O da dönüp bana diyor ki 'haklısınız, bunun itirazları söz konusu. Ama meseleyi sayın bakanla bir defa daha görüşün' dedi. Ben partinin genel başkan yardımcısıyım. Sonra baktım mi bu iş böyle olmayacak. Olay nereye gidiyor. Sonra İstanbul'da MKYK toplantısı yaptı sayın başbakan Gezi olaylarından sonra.
ERDOĞAN'DAN BAYRAKTAR'A: BU PLAN İPTAL OLACAK
Biz bir vesileyle Gezi olaylarına belediye başkanımızdan da bilgi aldık, mahalle sakinlerinden de bilgi aldık. Sayın başbakana dedik ki 'bu yanlış bir şeydir. Bu halkın hakkıdır'. Sayın Başbakan Allah ondan binlerce kez razı olsun. Hemen Çevre ve şehircilik bakanını aradı. Ve dedi ki 'bu plan iptal olacak yanlış bir şeydir'.
BAŞKA BİR MESELEYE BENİM İSMİMİ YAZIYOR
Diyelim ki 1 kilometre ötesinde başka benim şu anda tam bilemediğim başka bir meselenin içerisini alan bir değişiklikle ilgili, benim bu konuşmamdaki bir buçuk cümleyle esas soruşturma tarihinden sonra süpheli sıfatıyla beraber benim ismimi oraya yazıyor. Bu alçaklıktır, namussuzluktur, haysiyetsizliktir. Kim yapıyorsa yapsın.
SONRA DİYALOGTAN İNSANLIKTAN BAHSEDECEKLER
Devletin içindeki bu çete sökülüp atılmalıdır. Kendi hakkını savunamayan siyasetçi olur mu? Sonra diyalogtan insanlıktan bahsedecekler. Türkçe olimpiyatların üzerine basacaksın. Dini mübin İslamı istismar edeceksin. Devlet içindeki parelel yapıya itiramız var. Nefesim bir milim kalsa dahi itirazımız devam edecek.İnternethaber
Güncelleme Tarihi: 31 Ocak 2014, 10:55