Borçlarla  ilgili yapılandırma ya da vadeye yayma şeklinde bir düzenleme yapılmasıyla ilgili verilmiş bir sözleri ya da başlattıkları bir çalışma olmadığının altını çizen Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu, Maliye Bakanlığı  ile  Çalışma ve  Sosyal   Güvenlik  Kurumu  ile  değerlendirilir. 'Eğer son olacağına kanaat getirilirse bu yönde bir adım atılabilir mi?' sorusunun muhasebesi yapılır, ancak bu muhasebenin yapılacağı yer bakanlığımız değil, öncelikli olarak Maliye Bakanlığı'dır.

İlgili kurumlar, bu konuya sıcak bakabilmek için birkaç sene içinde yine vergi ve prim  borcu biriktirilmeyeceğinin ve kulüplerin mali yönetim tablolarının iyiye gideceğinin garantisini görmek isteyecektir. Mevcut finansman yapısıyla bunları sağlamak mümkün olabilir mi? Bunun üzerinde çalışmak lazım, ama konu Maliye Bakanlığı'nda çalışılmadan hızlı bir beklenti oluşturulması doğru değil. Bu konu önemli. Ayrıca kulüplerden böyle bir talep geldiğinde başka sektörlerden de böyle bir talep gelecek mi? Bir de olaya bu yönüyle bakmak gerek.''

Kılıç bir gazetecinin, ''Trabzonspor ve  Gençlerbirliği  vergi affına itiraz ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sözleri üzerine, ''Vergisini ödeyen kim olursa olsun, takdir etmek lazım. Özel ve tüzel kişiler için asıl olan kural vergi  borcunun  ödenmesidir. Bu yönüyle itiraz etmekte kendilerine göre haklı nedenleri olabilir. Biz taleplere ne olumlu, ne olumsuz bir bakış belirlemedik. Her  yeni  yapılandırma beraberinde her defasında bir adalet tartışması getirmiştir'' dedi .

''Vergiler satılan bilet paralarıyla taraftardan toplanıyor, borçların zamanında neden ödenmediğini soranlar olduğunun'' hatırlatılması üzerine Suat Kılıç, ''Özellikle transfer dönemlerinde finansman denkleştirme noktasında yaşanan problemler oluyor. 'Onlar vergiyi kaynağından tahsil ediyor, ama devlete zamanında yatırmıyorlar' tartışması hep oldu. 'İki sefer yapılandırma oldu da ne oldu?' diyenler de olabilir. Bu da tartışılır. O işin ayrı bir boyutu. Tekrar söylüyorum, prim ve vergi borçlarının yapılandırılması ile ilgili bir talep var ama başlatılmış herhangi bir çalışma yok'' diye konuştu.

-UEFA kriterleri ve Gençlerbirliği-

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, bir gazetecinin, ''Avrupa Futbol Federasyonları Birliği'nin (UEFA) kriterleri ve vergi borcu olmayan, bu kriterlere uyan tek takımın Gençlerbirliği olduğu'' yönündeki sözlerine karşılık, şunları söyledi:

''Kriterlerin, Avrupa futbolunun bir parçası olan Türkiye'de uygulanmayacağını kimse düşünmemeli. Bunun uygulamalarına başlandı. UEFA kriterleri kesinlikle uyulması gereken kriterler ve uzun vadede futbolun mali anlamda kurtuluşunu da sağlayacak. Bu anlamda herkes kurallara uymak zorunda. Gençlerbirliği'nin mali yönetim performansını çok başarılı bulduğumu her fırsatta söylüyorum. Gençlerbirliği çok tasarruflu davranıp, bilinçli transferler yapıyor. Sayın İlhan Cavcav, büyük yıldızlara para vermek yerine daha ucuza mal edilecek futbolcuları transfer edip, Türkiye'de parlatıp sonra iyi paralara satışını gerçekleştiriyor. Bu anlamda tebrik etmek lazım.''

Suat Kılıç, yeni spor kanununda spor ve futbolun ayrılması ile ilgili olarak gelecek talepleri değerlendireceklerini, bu çalışmanın ortak akıl yoluyla yürütülmesinin çok önemli olduğuna vurguladı. Bakan Kılıç, ''Gerek futbol, gerekse amatör kulüplerden gelecek talepleri önemseriz. Bizim, bir kanuna ihtiyacımız yok. Türkiye'de sporun ve futbolun bir kanuna ihtiyacı var. Sektörün önde gelenleri kanuna ihtiyaç olduğunun farkındaysa zaten böyle bir talep gelecektir. Sonuçta bu kanun onların istediği biçimde şekillenmeli. Sporun, mali disiplin anlamında yeni bir anayasaya, kulüpler yasasına ihtiyacı var. Biz ortak akla önem veririz'' dedi.

-Akdeniz Oyunları-

Bakan Kılıç, Haziran ayında gerçekleştirilecek Akdeniz Oyunları hazırlıklarını Mersin'e giderek takip edeceğini belirterek, tesislerin yetişmesi yönünde bir sorun olmadığını, statla ilgili var olan sorunun da büyük ölçüde aşıldığını anlattı.

Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:

''Hem Akdeniz Oyunları, hem de 2020 Olimpiyat adaylığına yönelik olarak izleyicinin müsabakalara ilgi göstermesi anlamında bir çalışmamız var. Olimpik ruhu Türkiye'de geniş sporcu kitlelerine ulaştırmamaz lazım. Mersin 2 milyona yaklaşan nüfusuyla dışarıdan hiçbir katılım olmasa bile lisanslı ve faal sporcusuyla oradaki tüm etkinliklerde biletlerin tamamını tüketebilecek dinamizmde bir ilimiz. Bize sadece bu dinamizmi harekete geçirmek, koordine etmek kalıyor. Mersin'de tek bir boş koltuk kalmayacak, bu kadar iddialıyız. Herkes bunu görecek.''