Mahkeme Başkanı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden olayda kullanıldığı belirtilen silaha ilişkin hazırlanan raporun geldiğini açıkladı. Raporda, "Tabancanın çalışır vaziyette olduğu, atış yapmasında bir aksaklık olmadığı, çekirdek gömleğinde çizikler olduğu, ateşleme iğnesinin mermi kovanına çarpmış olduğu ama patlamamış olduğu, bunun da değişik nedenlerden ortaya çıkabileceği" belirtildi. Esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın duruşma savcına gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

Sanık 12 Kasım 2014 görülen duruşmada ifade vermişti. Sultanbeyli'de kuruyemiş dükkanı olduğunu belirten tutuklu sanık Ferhat Yıldız olay günü caddelerde Erdoğan'ın geçtiği yönünde anonslar yapıldığını söyleyerek "Olaydan bir hafta önce adını bilmediğim bir şahıstan, bir otobüs durağında silah satın aldım. Silahı satın aldığımda içince bir tane kurşun vardı. Silahı hiç kullanmadım. Halk, Erdoğan makam aracıyla geçerken sevgi gösterisinde bulunuyordu. Ben kalabalığın arkasındaydım. Makam aracıyla aramda 10 metre mesafe vardı. Aracın arkasından yola indim. Mermiyi namluya sürdüm, sonra silahı makam aracının arkasından taş atar gibi attım. Sonra korumalar yanıma gelip 'Ne attın?' diye bağırdılar. Cumhuriyetimiz tehlikedeydi, bir mesaj vermek için yaptım. Erdoğan'ı vurmayı planlamadım, sadece protesto amaçlıydı" ifadelerini kullanmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede Sultangazi İlçe Belediye'sinin Uğur Mumcu Mahallesi'nde bulunana belediye hizmet binasının açılışına katılmak için 31 Mayıs 2014 tarihinde ve saat 14.00'de ilçeye gelen 61. hükümeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bina ve tesisleri gezip halka hitaben konuşma yaptıktan sonra saat 16.30 sıralarında makam aracıyla tören alanından ayrıldığı anlatıldı.

İddianamede Atatürk Bulvarı eski Edirne Asfaltı istikametinde kalabalık içerisinden ilerlerken halkın kendisine sevgi gösterisinde bulunması üzerine mağdur Erdoğan'ın aracın camını açarak el sallamaya başladığı, şüpheli Ferhat Yıldız'ın aracın geçeceği yerde bekleyerek üzerinde bulundurduğu silah ile mağdurun geçmekte olduğu esnada silahını doğrultarak bir el ateş etmeye çalıştığı ancak merminin patlamadığı ifade edildi. Bunun üzerine şüphelinin tekrar tabancanın horozunu çekerek yine ateş etmek istediği ancak başbakanlık korumalarının şüpheliyi fark etmeleri üzerine yüksek sesle silahını atması yönünde uyarıda bulunmaları nedeniyle şüphelinin silahını aracın arkasına doğru attığı anlaşıldığı belirtildi.

İddianamede şüpheli Ferhat Yıldız'ın "Yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bir kişiyi tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" ve "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma" suçlarından 14 yıldan 23 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Olaya ilişkin önceki duruşmalarda Erdoğan'ın korumalığını yapan 3 polis memuru tanık olarak ifade vermişti. Koruma polislerinden Hasan Çelik ifadesinde "Ben hala Cumhurbaşkanı koruması olarak görev yapmaktayım. Suç tarihinde Başbakanlık koruması olarak görev yapıyordum. Program sonrası Başbakan makam aracına bindi. Yoğun kalabalık ve sevinç gösterileri vardı. Ferhat kalabalığın ön saflarındaydı. Elinde silah olduğunu gördüm. Silahı araca doğrultmuştu. Biz 'dur' diye bağırınca silahı yere attı. Üzerinde arama yaptığımızda bir çakı gördüm. Gözaltına aldık. Bize 'PKK'ya çok taviz verildiği için eylem yaptığını' söyledi. Silah patlasaydı Başbakan vurulmuş olabilirdi." demişti.