15-16 Ekim tarihlerinde yapılan TÜRMOB Genel Kurulunun ilginç sonuçlara neden olduğunu bundan
önceki iki yazımızda değerlendirmiştik. Seçim sonuçlarını alel acele açıklayan Çağdaş Demokrat
Muhasebeciler Grubu galibiyetini ilan etmişti. Bu sonucun doğru olduğuna inanan muhalif gruplar ise
üzgün ve süzgün bir şekilde, hatta bir arkadaşımın deyimiyle “bir araba yükü sopa yemiş boksör gibi
evlerine dönmüşlerdi.” Pazar günü sonuçların daha resmi olarak ilan edilmediği bir saatte yani
21.30’da Twitter’da yaptığım paylaşımla açıklanan sonucun doğru olmadığını belirtmiştim. İlgililerin
derhal sonuçlara itiraz ederek hak kaybına neden olmamalarını da tavsiye etmiştim.
Peki, ama sayısal bir konu neden bu kadar değişik yorumlara neden oluyordu? Seçim dediğimiz
nihayetinde sayıların yanyana ve alt alta yazılması sonucunda ortaya çıkan durumun ilanı değil miydi?
3568 sayılı yasa bu seçim sistemini nasıl düzenlemişti de değişik sonuçlar ortaya çıkıyordu? İşi biraz
baştan almak durumundayız. İşin doğrusu ben 2010 öncesini bilmiyorum, o dönemde de ortaya bu
tür bir sorun çıktı mı, haberim yok. O dönemlerde uygulanan çoğunluk sisteminde bu tür sorunlar
olmamıştır diye düşünüyorum.
5786 sayılı yasa ile 3568 sayılı yasanın seçim sistemi değişti. Bu değişikliği de Meslekte Birlik Grubu
adına ben önerdim. O yıllarda yapılan bir İSMMMO Genel Kurulunda meslek yasamızdaki seçim
sisteminin adil olmadığından bahisle nispi temsil sistemine geçilmesi gerektiğini belirttim. Daha
sonra bu fikrimi alomaliye.com sitesinde yazdığım bir yazı ile pekiştirdim. Rahmetli Maliye Bakanımız
Kemal Unakıtan’a bu fikrimizi açtığımızda olumlu yaklaşarak bunun yasal altyapısının hazırlanması
için danışmanlarına talimat verdi. Benimle irtibata geçen danışmanlar nasıl bir şey istediğimizi
sordular. Ben de o zamanlar aktif siyaset içinde bulunduğum için 2972 sayılı Mahalli İdareler Seçimi
Kanunu içinde bulunan seçim sistemini önerdim. Önerirken de sistemin adil olmayan %10 baraj
sisteminin bizim mesleğimiz için de adil olmadığını düşünerek metinden çıkardım. Bu sistem hiç de
adil değildi. Aday olduğum belediye meclis üyeliğinde %14 oy aldığımız halde bir meclis üyeliği bile
çıkaramamıştık. Oysa %10 oyumuz silinmeseydi 3 meclis üyesi çıkarabilecektik. Sistem kanuna
40.maddenin bir fıkrası olarak dercedildi.
Ancak kanun değişirken bazı aklı evveller devreye girerek bugün sorun olan 3568 sayılı yasanın 35, 38
ve 39 maddelerinde de el atmışlar ama biz fark edememişiz. Yani reisin dediği gibi kandırılmışız. Bu
maddeler yönetim, denetleme ve disiplin kurullarına kimlerin seçileceklerini düzenlemiştir. Bu
maddelerde seçilecek YMM’lerin sayıları zikredilirken SMMM’lere hiç yer verilmemiştir. Bu yüzden
konu çıkarılan bir yönetmelikle düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenleme kanunun ruhuna aykırı bir
şekilde olmuştur. Ortaya çıkan sonuçlar bunu her seçimde ortaya koydu. 2010, 2013, 2016 ve 2019
seçimlerinde hep itirazlar yapıldı bazısında bu itirazlar sonucu açıklanan sonuçlar değiştirildi. Ancak
en önemli adaletsizlik 2019 seçimlerinde oldu ve bu seçimlerde 191, 177, 160 oy alan SMMM’ler
yönetim kuruluna seçilemezken 157, 131, 120 oy alan YMM’ler seçilmiş sayıldı.
İhtilaflara neden olan en önemli madde Birlik Yönetim Kurulu başlıklı 35.maddesidir. Bu maddenin
yeni hali aşağıdadır.
Madde 35-(5786 sayılı Kanunun 12'inci maddesi ile değişen şekli, Yürürlük: 26.07.2008) Birlik Yönetim
Kurulu, kayıtlı olduğu meslek odasında en az üç yıl kıdemli olup serbest veya bir işyerine bağlı olarak
bu Kanun hükümlerine göre fiilen mesleki faaliyette bulunan Birlik Genel Kurulu üyeleri arasından üç
yıl için seçilen dokuz asıl ve dokuz yedek üyeden oluşur. Yönetim Kurulu üyelerinden beşinin yeminli
mali müşavir olması zorunludur. Üst üste iki seçim döneminde iki defa Birlik Yönetim Kurulu
başkanlığına seçilmiş olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe Yönetim Kurulu üyeliğine
seçilemezler.
Bu maddenin eski hali ise
Madde 35- Birlik Yönetim Kurulu, Birlik Genel Kurulu üyeleri arasından iki yıl için seçilen dokuz asıl ve
dokuz yedek üyeden kurulur. Yönetim Kurulu üyelerinden beşinin yeminli mali müşavir olması
zorunludur. Üyeler arasında yönetim kuruluna seçilecek yeminli mali müşavir yoksa onlara ait noksan
serbest muhasebeci mali müşavirden tamamlanır.
Bu maddelerden anlaşıldığına göre önceki metinde var olan serbest muhasebeci mali müşavir ünvanı
madde metninden çıkarılmıştır. Önceki metinde olduğu gibi beşinin YMM olması ise maddede
korunmuştur. Benim anladığım kadarıyla bu beşin dokuza tamamlanması nasıl olacaktır? Kanunda
SMMM lafzı olmadığından seçilecek 9 kişinin tamamı da YMM olabilecektir. Bu 38 ve 39 maddeler
olan denetleme ve disiplin kurulunun seçiminde de geçerlidir.
Yapılacak olan iş çok basittir. Bu kurullarda unvan tümüyle kaldırılmalı ve alınan oya göre dağıtım
yapılmalıdır. Çünkü asıl üyeliklerde boşalma olduğu takdirde çağrılacak yeni üye için de aynı sorunlar
yaşanmaktadır. Boşalan üyenin ünvanı yedek birde bulunan üyeyle aynı değilse ikinci sıradaki
çağrılmak zorunda kalınmaktadır. Oysa sıra atlamak da seçmenin iradesini gasbetmek anlamına
gelmektedir.
YSK kararıyla kurullara seçildiği açıklanan Turgay Kanarya, Muharrem Kaya ve Kemal Tığoğullları’na
hayırlı olsun der başarılar dilerim. Tek isteğim demokrasiyi içselleştirerek birlikte yönetme sanatını
öğrenmemizdir.