Öncelikli olarak demokrasi şehitlerimize Rabbimden rahmet diliyorum.Yarılılarımıza acil şifalar. Türkiye çok uzun süredir uykudaydı. Türkiye kendini bilmeyen,mekanını bilmeyen bir ülkeydi. Coğrafyasını bilmeyen insanların siyaset yaptığı bir ülkeydi. Tarihten günümüze adalet,hakkaniyet ve muhabbete dayalı bir güç anlayışından yoksuldu.İnsan,zaman ve mekandan habersiz olarak yaşadığımız günler oldu. Artık bunlardan dönüş başladı.Gelişti,coğrafyada bir güç haline geldi.Tekip eden değil takip edilen,örnek alınan bir ülke oldu. Türkiye 2008 yılından itibaren IMF ile anlaşmayarak 1839’dan buyana boynuna geçirilen prangayı çıkartarak,finansal prangaları sökmesiyle birlikte içerden ve dışardan operasyonlara maruz kalmaya başladı.Nedir bu operasyonlar; Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı darbesi denemesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içersine sızdırılmış,bütün kurum ve kuruluşlara yerleştirilmiş fethullahçı terör örgütünün mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve liderine karşı açtıkları savaş başladı.İşte bunlar dik duruş,istikrar ve kararlılıkla savuşturuldu ve herşey geçti.Türkiye yoluna devam etti. En sonunda gözleri okadar döndü ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin imkanlarını kullanarak,bu kurumun içersine 1980 darbesinden sonra sızdırılmış unsurların ve uyuyan hücrelerin birlikte harekete geçmesiyle 15 Temmuz fiziki işgal başlamıştır. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni fiziki olarak işgal etme denemesidir. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı katlederek,halkın direncini düşürerek,fetö örgütünün faşist bir rejim kurma denemesidir. Bunun adı askeri bir darbe değildir. Karşımızda Türk Silahlı Kuvvetleri yoktur.Karşımızda TSK’nın içine sızdırılmış fetö unsurları ve onlara destek veren aynı amaç noktasında birleşen ikincil,üçüncül başka kişiler vardır.Bu yüzden TSK’nın kurumsal kimliğini yıpratmamalıyız.TSK bizimdir,Türkiye Cumhuriyeti Devletinindir.TSK fetö terör örgütünün değildir,Türk milletinindir.TSK’yı her hücresine kadar bunlardan geri almak zorundayız ve bu süreç başlamıştır.TSK bu virüsten temizlenecek ve Türk Milleti’ne iade edilecektir.Halk arasında ‘’Peygamber Ocağı’’olarak tabir edilen bu kurum gerekli saygınlığını tekrar kazanacaktır. Bu işgal karşısında Türk Milleti rüştünü ispat etmiştir.Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği ‘’Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’’sözü birkez daha uygulanmıştır. Türk Milleti;Başkomutanımızın,Cumhurbaşkanımızın talimatıyla meydanlarda demokrasi nöbeti tutmaktadır.Bu nöbet bir tehlike olduğundan değildir,bu meydanların sahibinin kim olduğu bilinsin ve idrak edilmesi içindir.Bu nöbetlerle bütün dünya şunu bilecek ki Türkiye Cumhuriyeti toprakları hiçbir işgalci tarafından işgal edilemez. BU TOPRAKLAR ÇOK HAİN GÖRDÜ.AMA BİLİNMELİKİ;TÜRK MİLLETİ HEPSİNİ TARİHE GÖMDÜ. Rabbim bir daha bizlere böyle acılar yaşatmasın. Saygılarımla, İsmail SELALMAZ