Merhaba sevgili dostlar
Malumunuz geçtiğimiz 1 aylık süre zarfında ülkemizde iki olay gündeme damgasını vurdu. Birincisini “Yemin Krizi” olarak adlandırdık, diğeri ise “Şike Krizi” . Bu yazımızda milletvekili seçildikleri halde yemin etmeyi reddeden CHP ve BDP nin durumlarına bir göz atmak istiyorum.
Tutuklu isimleri milletvekili aday gösteren ve seçtiren CHP ile BDP, meclisi boykot kararı aldılar ve uzunca bir süre yemin etmediler. Hoş, bu süreçte CHp geri adım attı ve yeminlerini ederek yasama faaliyetlerine katılmaya başladılar. BDP ise hala inat ediyor ve “sözde” grup toplantılarını Diyarbakır’da yapmaya devam ediyorlar. Zaman ilerledikçe neler olup bittiğini hep beraber göreceğiz.
İşin bu noktaya gelmesinde YSK ve yargı eleştiriliyor elbette. Ama hırsızın hiç mi suçu yok? Gerek CHP ve gerekse BDP aday gösterilen isimlerin milletvekili olamayacaklarını adları gibi biliyorlardı. Bu şahsımın bir iddia değil, bütün Türkiye’nin hasbelkader vakıf olduğu bir konu. “Ya Tutarsa” diyerek bir yola girdiler ve şimdi hatalarının bedelini kendilerine oy veren milyonlarca seçmene ödettiklerinin farkında bile değiller.
Tutuklu isimleri milletvekili adayı gösteren her iki partide ayrı ayrı irdelemek gerekiyor. BDP, her zamanki uzlaşmasız tutumunu sürdürmekte ve bölgede istediği kaos ortamının sürmesinden yana. İmralı ve Kandil safından kurtulabilirlerse ancak o zaman iddia ettikleri “Kürt vatandaşlarımızın sesi” konumuna gelebilirler. Zira neredeyse tamamı Sünni-Müslüman olan Kürler, Marksist-komünist ideolojisini savunan PKK ile aynı çizgide olamaz-olmamalı. Bölgede yüzlerce kalifiye ve seçmenlerinin hakkını demokratik yollarla, TBMM’de savunabilecek insanlar varken, inatla cezaevinde bulunan örgüt mensuplarını aday göstermeleri, BDP’nin tavrını açıkça ortaya koyuyor zaten.
CHP ise, düne kadar milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılsın diye yaygara koparırken, tam tersi bir duruşla hapiste olan isimleri “dokunulmazlık” zırhına kavuşturabilmek adına çırpınıyor, çırpındıkça da batıyor. Her fırsatta “Atatürk’ün partisiyiz” diye haykıran CHP’liler, aday gösterdikleri isimlerin Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet rejimine darbe yapmak üzere örgüt kurma suçundan cezaevinde olmalarını unutmuş sanırım. Yargılamaları sürüyor olabilir, “karar açıklanana kadar herkes masumdur” da diyebilirsiniz, o zamanda CHP’nin yapması gereken tutuklu isimleri aday göstermek yerine yargılama sonucunu bekleyip –eğer suçsuzlarsa- beraat ettiklerinde istedikleri siyasi arenada yer almalarını sağlamak olmalıydı.
Bu satırları yazarken Diyarbakır’da 13 askerimizin şehit olduğu haberini alıyorum Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Umuyorum ki Kardeşlikten taviz vermeden, teröre karşı en sert önlemler alınır ve ocakları yanan ailelerin gönlüne biraz da olsu su serpilir.