Uzun uzun anlatmayı gerektirmeyecek bir hikaye var herkesin bildiği… Hz. Ömer zamanında torunları açlıktan feryat eden, onları oyalamak için ocakta taş kaynatan kadını bilirsiniz. Kadın çocukları susturmak için, ocakta yemek kaynıyor der; uyuyana kadar çocukları oyalar. Bir gece tebdili kıyafetle Hz. Ömer yaşlı kadının evinin önünden geçerken açlıktan ağlayan çocukları duyar, kapılarını çalar, bu çocuklar neden ağlıyor diye sorar. Kadın açlıktan diye cevap verir. Hz. Ömer ‘Durumu neden halifeye anlatmadın?’ diye sorunca kadın; ‘Hz. Ömer’in bizim durumumuzu bilmesi, görmesi gerekir. Madem ki bilmeyecekti ne diye halife oldu?’ der. Bugüne baktığımızda son zamanlarda valilerimiz, kaymakamlarımız yoksul ailelerin bakımı ve diğer tüm maddi konularıyla ilgili ellerinden geldiğince yardım etmeye çalışıyorlar. Duyarlı vatandaşlar da devlet ilgilensin mantığı gütmediği için yoksul ailelerin yanında olmaya gayret gösteriyorlar.
Varlık da yokluk da yüce Allah’ın kullarını imtihan ettiği bir kalemdir. Zengin insan bir anda yoksullaştığı gibi, fakir insanda bir anda zenginleşebilir. Roller değişebilir. Konum değişebilir. Değişmemesi gereken en önemli unsur insanların birbirine karşı yardım şuurudur. Yılın on iki ayı yardım yapmak için yarış halinde olan bilinçli insanlar ramazan ayı yaklaştığında daha fazla hassaslaşıyor. Yoksul ailelere yardım yapmak için seferber oluyorlar. Bu seferberliğe özellikle sivil toplum kuruluşları, yardım dernekleri, belediyeler ve siyasi partiler öncülük ediyor. Çok değil bundan dört beş yıl önce fakir fukaraya yardım yapmayı, dilenciliği davetiye çıkarma olarak algılayan düşünceye sahip olan insanlar son zamanlarda yardım yapmanın gerekliliğini anladılar. Sosyal devlet anlayışıyla fakir fukaranın, garip gurebanın yanında olan özürlü ve yaşlıyı unutmayan iktidar partisi sürekli oy artışına gidince; muhalefet partilerde fakirlerin hesabına beşyüz lira para yatırma ve hilal kart çıkarma vaadinde bulundular. Bir yerde ihtiyaç varsa ve bu ihtiyaç görülüyorsa mutlaka bir şeyler yapılmalıdır.
Ak Parti yöneticileri oy arttırma niyeti gütmeden, hizmet ve manevi haz alma gayretiyle her yıl önemli çalışmalara imza atıyor. Bu yıl da yine rahmet ayı ramazanda şaşalı, çeşit çeşit yemeklerin olduğu sofralardan ziyade gönül sofraları adıyla yoksul ailelerin mütevazı sofralarına konuk olacaklar. Ailelere haber vermeden iftara beş dakika kala ailenin sofrasına konuk olacak onlarla hasbıhal edip talep ve önerilerini dinleyecekler. Bu çalışmayla hem ailelerin yaşlı, özürlü tespiti yapılacak hem de aileye maddi ve manevi yönde katkı sağlanacak. Gönül sofralarının en önemli özelliği yoksul vatandaşın gönlüne hitap edecek bir ziyarette bulunmak. Bağdaş kurup sofrasına oturmak, çorbasından içmek ve gönlüne dokunmak.
Mübarek ramazan ayının hürmetini tüm dualarımız, yapmış olduğumuz ibadet ve hayırlar kabul olsun.
GÖNÜL SOFRASI
Paylaş
sabahat aydan 12 Yıl Önce
amin bir ay değil tüm yıl boyunca inş.